Ali İsmail Korkmaz’ın dövülerek öldürülmesine tanık olan iki kişi ilk kez konuştu

Ali İsmail Korkmaz’ın dövülerek öldürülmesine tanık olan iki kişi ilk kez konuştu
28 Ağustos 2013 10:32

 

Eskişehir’deki Gezi Parkı protestoları sırasında dövülerek öldürülen 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz’ın saldırıya uğradığı Sanayi Çıkmazı’na saldırı esnasında giren tanıklardan biri Taraf ’a konuştu.

 

 

Ali İsmail Korkmaz’ın feci şekilde dövüldüğünün kanıtı olan video görüntülerinin ortaya çıkmasının ardından sanık avukatları, “Görüntülerdeki kişi Ali İsmail değil” iddiasını ortaya atmıştı. Anadolu Üniversitesi’nde okuyan 23 yaşındaki Doğukan Bilir’in ifadeleri bu iddiaları çürütecek nitelikte. Tanık Bilir, “Görüntülerde sokağa Ali İsmail ile birlikte giren kişi benim. Onu gördüm ve birlikte koşarak sokağa girdik. Beni dövmeye başladılar, o da ileriye doğru koştu ve fırının önünde dövüldü” dedi.

 

GÖRÜNTÜLER SİLBAŞTAN

 

Sanık avukatlarının ortaya attığı bu iddia üzerine ise Ali İsmail’in avukatları sokakta bulunan 41 görüntü kaydının yeniden incelenmesini talep etti. Taraf ’ın ulaştığı bilgilere göre, sokakta bulunan kameraların neredeyse hepsinin tarih ve saat ayarları hatalı ve farklı. Bu nedenle fırının kamerasının kayıt yaptığı saat dilimi ile diğer kameraların saat dilimleri karşılaştırıldığında, görüntüler boş çıkıyor. Bu durumun fark edilmesi üzerine avukatlar savcılıktan kamera kayıtlarının tamamının incelenmesi yönünde talepte bulundu. Bu nedenle görüntüler tekrar izlenecek ve Ali İsmail’i sokağın çıkışında dövdüğü iddia edilen polisler belirlenmeye çalışılacak.

 

SOKAĞA AYNI ANDA GİRDİK

 

Uzun süren sessizliğini bozan Anadolu Üniversitesi öğrencisi olan Doğukan Bilir, olayın ortaya çıktığı gece sokakta kalan arkadaşlarına yardım etmek için yanlarına gittiğini anlattı. Arkadaşlarını topladıktan sonra uzaklaşırken, AKP binası önünde bulunan polislerin TOMA’lar ile birlikte üzerlerine gelmesiyle Sanayi Çıkmazı’na yöneldiklerini anlattı. Bilir, başından geçenleri şöyle anlattı: “Sokağa Ali İsmail ile ben ve iki kişi aynı anda koşarak girdik. Ben girdiğimde arabaların arkasına saklanmış eli sopalı ve coplu sivil polisler bana saldırdı. Bu sırada benimle birlikte sokağa giren diğer iki arkadaş da geri kaçtı. Ali İsmail ise ileriye doğru koştu. Ben, sokağın girişinde polislerin bana saldırması sonrası, ileride eli sopalıları gördüğüm için geri koştum. Sonradan ben ve Ali İsmail’in aynı görüntüde olduğu kayıtlar çıktı. Ben geri kaçtıktan sonra yine sivil maskeli, ellerinde sopa ve cop bulunan polisler beni bir köşeye sıkıştırdılar. Burada beni dakikalarca darp ettiler. Bu sırada kimliğimi de aldılar. Sonra gitmemi söylediler. Uzaklaşırken daha fazla koşamadığım için yere yatarak arabaların arasına saklandım. Sessiz şekilde babamı aradım ve yerimi söyledim. Bu sırada ellerinde sopalar bulunan kişilerin gölgelerini görüyordum, yolda insanları kovalıyorlardı. Babam gelince beni askerî hastaneye götürdü. Burada darp raporu aldım ve şikayetçi oldum. Hastanede yatarken iki tane polis geldi, ifademi almak için. Kimliğimi geri istedim. Bana ‘İyi yırtmışsın, kimliği alan polis gözaltı yapar. Eğer sana bir şey olsaydı, kim vurduya giderdin’ dedi. Bu olaydan sonra kimliğimi hâlâ geri alamadım. Geçtiğimiz günlerde Ali İsmail’in görüntüleri ortaya çıktı. Kendimi görüntülerde gördüm. Daha sonra Ali İsmail, kaçarken fırının önündeki grup tarafından feci şekilde dövülmüş.”

 

Tek tek tüm polislerin yüzlerini hatırlıyorum

 

Ali İsmail ile aynı anda hastaneye getirildiğini söyleyen Caner Ertay ise şunları söyledi: “Ali İsmail ile bana bakan doktor aynıydı. Benim kolum kırık ve yüzüm kan içerisindeydi. Bu nedenle beni doktor ayrıntılı muayene etti. Sanırım Ali İsmail’in yüzünde kan olmadığı için hemen geri gönderdiler. Beni de dört saat kadar hastanede tuttular. Öğrendiğime göre normalde 24 saat hastanede kalmam gerekiyormuş. Ali İsmail’i önceden tanımıyordum, hastane görüntüleri ortaya çıkınca onu tanıdım. Ben de aynı görüntülerde vardım. Beni gözaltına alırlarken, yine ellerinde sopa ve cop bulunan maskeli polisler darp etti. Hepsinin yüzünü hatırlıyorum. Savcılıkta teşhis edeceğim polisleri.”

 

 

 TARAF