AKP’nin lağımı patlamıştır
25 Mart 2015 11:10

Ünlü tiyatro dehası Anton Çehov’un ”Bir tiyatro oyununun ilk sahnesinde duvarda asılı bir silah görülüyorsa, o silah oyunun sonunda mutlaka patlar” sözü, tiyatronun toplumsal yaşamın gerçeklikleri yansıtması bakımından oldukça büyük önem taşımaktadır.

İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

Bundan bir önceki makalemde RTE ile Arınç arasındaki söz düellosunun profesyonelce bir tiyatro olduğunu belirtmiş ve bunun nedenlerini yazmıştım.

Fakat bu iki kişilik tiyatro oyunu bünyesinde biriken ve her an patlamaya hazır yüksek basınçlı gaz nedeni ile AKP’nin içini açıktan karıştırmaya yetmiş, on iki yıldır içerisinde her tür cürufatın biriktiği lağım patlamıştır.

Bir tiyatro oyunu ile neden bu lağım patlamıştır.

Hemen kısa yoldan yanıtlayalım.

Bu ikilinin oynadığı tiyatro oyununu kendilerinden başka kimse bilmiyordu ve bu arada tabii ki, İ.Melih de bilmiyordu.

İşte meselenin bam teli burada yatıyor, yani İ.Melih’in bir tiyatro oynandığından haberi olmamasından kaynaklanıyor.

İ.Melih’in en karakteristik özelliği doğuştan gelen fırsatçı kişiliği ve tilkilere has kurnazlığıdır.

Kendine yarar getirecek fırsatı bulduğu anda bunu hemen değerlendirir ve tilkilere has kurnazlığı ile menfaate çevirir; zerre kadar kimseyi acımaz, yani psikolojide tanımı yapılan ‘’Duygusal körlük’’ içindedir.

Buradaki menfaati ne idi ve bu fırsatı nasıl değerlendirmek istedi?

Zaten bunu Arınç, kendisine verdiği yanıtta belirttiği gibi oğlu Osman Gökçek’in milletvekili adaylığını sağlamak içindi.

Bu konuda İ.Melih’in eline öyle altın bir fırsat geçti ki, hemen Arınç’a laf yetiştirdi.

Şimdi burada bir noktalı virgül koyalım, yakından tanıdığım Arınç’ın bir karakteristik yönünden bahsedelim.

O da Arınç’ın kendisine karşı geliştirilen en küçük tepki de bile aniden parlaması ve hiçbir kırmızı çizgi tanımadan muhatabına en sert şekilde yanıt vermesidir.

Arınç’ın kamuoyunun çok yakından bildiği gibi aniden ağlaması da bu karakteristik özelliğinden gelmektedir.

Şimdi hemen iki karakteri yan yana koyalım.

Bir yanda fırsatçı tilkilere has bir karakter, diğer yanda çok fevri hareket eden soğukkanlılığı olmayan bir karakter.

İşte bu iki karakterin çarpışması AKP içindeki lağım borusunu patlatmıştır.

Kirlilikler şimdilik etrafa sıçramıştır ama çok yakında tüm yüzeyi kapsayacak ve rezaletlik diz boyuna ulaşacaktır.

Çünkü karşılıklı hakaretler kamuoyunun karşısında çok açıktan yapılmış, tamiri olanaksız ömür boyu travma oluşturacak kalp kırmaları olmuştur ki, bu ileride daha fazla çatışmalara neden olacaktır.

Üstelik her ikisi hakkında da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlatmıştır.

Üstelik bu soruşturma ‘’Görevi kötüye kullanma’’, ‘’Suçu gizleme’’ ve ‘’Zimmet’’ gibi ağır içerikler taşıyor.

Ayrıca başta Mimarlar Odası olmak üzere siyasi kişiliklerde suç duyurusunda bulundular.

Tüm bu hadiseler zincirleme olarak AKP’nin içini allak bullak edecektir.

Yani AKP duvarından birkaç taş düşmüştür, yeni taşlar düşmeye devam edecektir.

Sonunda duvar yıkılacaktır.

Suçluların en temel psikolojilerinden biri kendilerini temize çıkarmak için suçlayanlar hakkında ipe sapa sığmaz iftiralar atmaktır.

Suçsuzların da en temel psikolojisi kendilerine yönelik olarak suçlular tarafından yöneltilen iftira niteliğindeki suçlamalardan sonra suçsuzluğun verdiği cesaret ve özgüvenle onlar hakkında bütün bildiği cürümleri hiç çekinmeden mahkeme önünde de olsa ifşa etmesidir.

Bakın üç gün önce başlayan çatışmada İ.Melih ile Arınç birbirlerine karşı ağır suçlamalarda bulunmuştur.

Yakın zamanda bu olay yargı da görüşülürken her iki tarafta torbanın içinde birikmiş olan ne varsa boşaltacaklardır.

Bu karşılıklı suçlamalar sadece ikisi arasında kalmayacak yasa dışı menfaat temini suç unsurları AKP içindeki ve bünyesindeki herkesi kapsayacaktır.

İşte o zaman seyret sen gümbürtüyü.

AKP diye bir güçlü parti kalmayacak, yolsuzluklar sonucu tabela partisi haline gelen Anavatan Partisi’nin durumuna dönüşecektir.

Siyasette kitlelerin şöyle bir psikolojisi vardır: Bir siyasi partiyi muhalifleri en ağır suçlarla suçlasalar bile taraftarları buna kesinlikle inanmazlar ama kendi içlerinde hem de en üst düzeylerde bu suçlamalar olduğu zaman o partin ruhuna el-fatiha okunur.

İşte bu yöne doğru AKP hızla gidiyor.

Üstelik geçenlerde Yeniçağ yazarı Ahmet Takan’ın yazdığına göre Abdullah Gül yeni bir parti için kolları sıvadığını yazmış ve çalışmaları başlattığını belirtmiş ki, bu siyasal yapının kuruluşunda AKP içinde üçüncü döneme takılan çok sayıda miletvekilinin olduğu söyleniyor.

Ve şunu hemen belirteyim, tercih noktasında Bülent Arınç her zaman Abdullah Gül’ün yanında olur.

Dolayısı ile bu durum da AKP’nin içini deşen önemli bir nedendir.

Bu yeni partinin resmen kurulması ise 7 Haziran bitimine bırakılmış ki, normal olanı da budur.

Şimdi ben burada bir öngörüde bulunmak istiyorum.

Abdullah Gül’ün kuracağı partinin en dişli rakibi AKP olacağına ve de üçüncü döneme takılan milletvekillerinin çoğu da onun yanında olacağına göre, aday listelerinin YSK’ya en son verilme tarihi olan 7 Nisan’dan sonra bu milletvekilleri gelecek adına kurulacak partilerinin önündeki engeli yıkma yolunda RTE ve Ahmet Davutoğlu’nu yıpratma açısından bayağı bir sıkıntı çıkarma olasılıkları yüksektir.

İşte Abdullah Gül’ün kuracağı yeni parti dolayısıyla da AKP içinde yolsuzluğa karışmış herkes ifşa edilecektir ki art arda lağım borularının patlayacağı ayan beyan görülmektedir.

Zaten biyolojik bir bünyede olduğu gibi sosyal ve siyasal bir yapıda da pislikler, irinler, cerahatlar, necasetler deşilip boşaltılmadıkça asla bir iyileşme sağlanamaz.

AKP içinde patlayacak lağım boruları Türkiye’nin kurtuluşunu sağlayacaktır.

Çehov’un belirttiği gibi AKP hükümetinin ilk günlerinden itibaren duvarda asılı duran silah patlamıştır; hayırlı olsun.

İbrahim ÖZDOĞAN Twitter