AKP TBMM Başkanlığı’nı alırsa RTE her şeye egemen olacak

AKP TBMM Başkanlığı’nı alırsa RTE her şeye egemen olacak
25 Haziran 2015 15:53

Meclis Başkanlığı’nı ele geçiren parti veya partiler grubu devlet yönetimi erklerinin tümünde her şeye egemen olur.

 

 

İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

 

Tezimizi baştan yazdıktan sonra hemen küçük bir anımsatmayla ispat edelim.

 

RTE, üç dönemdir çoğunluğuna dayanarak TBMM kendi partisinden çıkarıp her şeye hakim olmadı mı?

 

RTE, sıkıştığı anda ve yasaları çiğnediğinde gerek kendini, yakınlarını, perde arkası işlerini çeviren bürokratlarını birkaç saatte çıkardığı uyduruk yasalarla kurtarmadı mı?

 

Yine on üç yıl boyunca Türkiye’yi karanlığa götüren, demokrasiden uzaklaştırıp ağır diktatörlüğe kaydıran, Cumhuriyet’in değerlerini ortadan kaldıran, ülkenin bölünmesinin önünü açan ihanet yasalarını çıkarmadı mı?

 

RTE’nin bunların tümünü yapmasını iki nedene borçluydu; bunlardan biri ve en önemlisi TBMM Başkanı’nın AKP’li olması, diğeri ise cumhurbaşkanının kendi partilisi Abdullah Gül’ün olmasıydı.

 

TBMM’de yasa tasarıları ile tekliflerinin nasıl işleme konulduğu ve bunda başkanın çevireceği manivelalarla olumlu veya olumsuz yönde nasıl etkili olduğunu bilenler bilir.

 

Ayrıca Meclis’in çalıştırılması, Genel Kurul’daki kritik oylamalarda yönlendirme yapması veya kulis etkinlikleri ile bir daha düşünmeye yönlendirmek için oturuma ara vermesi son derece önemlidir hatta cumhurbaşkanından çok daha önemlidir.

 

Ki, Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı olması ile 2007’den sonra RTE her şeye egemen olup canının istediğini tırpanlamadı mı?

 

Çünkü, Gül bir noter marifetiyle RTE’nin önüne gönderdiği tüm yasaları onaylayarak birlikte Türkiye’nin altını üstüne getirdiler.

 

Bakın Ahmet Necdet Sezer cumhurbaşkanıyken RTE istediği gibi at oynatamıyordu çünkü çıkan tehlikeli uyduruk yasalar derhal veto ediliyordu.

 

Bu vesileyle bir duygumu minnettarlıkla belirteyim ki o dönem Ahmet Necdet Sezer cumhurbaşkanı olmasaydı RTE, Türkiye’nin bugün gelmiş olduğu tahribat noktasında daha fazla yol almıştı.

 

Şimdi çoğunluğunu kaybetmiş bir AKP ile RTE’nin etekleri tutuşmuştur ve derin endişeler içinde yaşamaktadır.

 

Elbette en büyük endişesi kendisi, güruhu ve aile bireylerinin yargı önüne çıkarılması korkusudur.

 

Korkmakta çok haklıdır çünkü TBMM Başkanlığı CHP, MHP ve HDP’nin anlaşarak seçeceği bir isimde karar kılınırsa RTE’nin somut acılı günlerinin başlangıcı olacaktır.

 

 

Ama yukarıda saydığım üç parti aralarında didişip TBMM Başkanlığı’nı AKP’ye kaptırırsa, bu durum RTE için müjdelerin müjdesi bayramdan öte bir sevinç kaynağıdır çünkü kurtuluşunun en büyük anahtarı olacaktır.

 

Ama CHP, MHP, HDP’nin belirleyeceği bir Meclis Başkanı ile ipler tam anlamı ile bugünkü muhalefete geçecek ve çok önemli ölçüde RTE’nin diktatörlüğü yok edilmekle beraber sonunda kendisi de güruhu ile birlikte ‘’Yüce Divan’’ huzuruna kesinlikle çıkacaktır.

 

Şimdi CHP, MHP, HDP’nin üst yönetimine bir anımsatmada bulunmak istiyorum:Siz oylarınızı önemli ölçüde RTE ve güruhundan yargı önünde hesap sorma üzerine kurarak aldınız, bu nedenle size oy veren seçmeninize bir zafer kazandırma duygusunu yaşatmalısınız.Eğer seçmeninize yılların acısı ile birikmiş bu duyguyu yaşatmazsanız bir dahaki seçimde bu oyları bir daha alamayacaksınız.

 

Bu nedenle üç parti RTE ve güruhunu ‘’Yüce Divan’’a gönderip kamuoyu vicdanını rahatlatmaktan başka bir görevi yoktur, bu aşamada.
Bunun da yolu TBMM Başkanlığı’nı ele geçirmekten geçer çünkü ‘’Yüce Divan’’ oylamalarının yegane mekanı orasıdır.

 

TBMM Başkanı AKP’li olursa, bunları ‘’Yüce Divan’’ göndermemek için her türlü manipülasyonu yapma olasılığı çok yüksektir ki zaten bu başkan kesinlikle RTE’nin emrinde hareket eden bir emireri olmaktan öteye gitmeyecektir.

 

Hükümetler her zaman kurulur, bunda zorluk yoktur ama şunu her zaman anımsamalıyız ki Türkiye RTE’nin despotik ve yasa tanımaz yönetimiyle olağanüstü bir dönemden geçmiştir; bu nedenle önemli olan işledikleri cürümlerin hesabının sorularak gelecekte ‘’Nasıl olsa suç işleyenin yanına kar kalıyor’’ düşüncesini kırarak milletimizin geleceğini garanti altına almaktır.

 

Tepeden tırnağa her şey sorulmalı, hırsızlıkların, Gezi’nin, Uludere’nin, demokratik hakları çiğnemenin, kendi yurttaşlarını polis eliyle öldürtmenin ve yaralayıp sakat bırakmanın vs… tüm hesapları mikrometrik basamağa kadar sorulmalıdır.

 

İşlenen cürümler AKP ve güruhunun yanına kar kalmamalıdır, üç kuruşa beş köfte bedavacılığı yapılmamalıdır, bir daha söylüyorum çünkü seçmen gerçekten bunu bekliyor.

 

CHP, MHP, HDP, RTE ve güruhunu yargıladıkları taktirde liderleri ile birlikte kurmay heyeti kahramanlar olarak Türkiye siyaset tarihine geçeceklerdir.

 

Tüm bu nedenlerle CHP, MHP, HDP aralarında dostça anlaşarak demokrat kişilikli, tarafsız olma karakteri yüksek, deneyimli, insan haklarına saygılı, Cumhuriyet değerlerini yürekten savunan ve RTE’nin güdümüne girmeyecek birini TBMM Başkanı seçerek işe başlamaları yukarıda yazdığım nedenlerden dolayı en temel gerekliliktir.

 

Şunu da çok içtenlikle belirteyim ki üç partinin gösterdiği TBMM Başkan adayları da gerçekten demokrat kişilikle, insan haklarına saygılı, Cumhuriyet değerlerini özümsemiş ve tarafsızlık karakterine sahip şahsiyetlerdir.

 

Ama üç partiden ikisi bir özveride bulunarak diğer partinin adayında karar kılmaları, Türkiye’nin selameti ve RTE’den biran önce kurtularak demokrasi nimetlerini tatmamız açısından çok önemlidir.

 

Kulislere düşen haberlere göre RTE, Kılıçdaroğlu’na haber gönderip ‘’Anayasal çizgilerimde kalacağım, koalisyon hükümetine zorluk çıkarmayacağım’’ demiş ki bir Arap yaşam tarzı olan ‘’tuzak’’ kültürünün ustası olan bu Beyefendi’nin şimdiye kadar hangi sözünde durduğunu düşünmek ve kendisinden ödül aldıktan kısa süre sonra Kaddafi’yi-ülkesini- bombalatması, kardeşim deyip boynuna sarıldığı Beşar Esad’ı bir günde satarak arkadan hançerleyip ülkesini destek verdiği terör gruplarıyla ne hale getirdiğini belleklerimizi tazeleme bakımından hatırlatıyorum.

 

Dolayısıyla bu size bir RTE tuzağıdır ki kurtuluşu adına bunları diğer partilerin yetkililerine de yapacaktır, sakın aldanmayın.

 

Bakın makyavelist politikaların büyük ustası olan RTE’nin çok iyi okuyup uyguladığı Makyavel devrin yöneticileri için yazdığı ‘’Prens’’ adlı kitapta ‘’Söz verin ama bunların hiçbirini tutmayın’’ der.

 

Benden hatırlatması.

 

RTE’nin yaptıklarını unutursanız seçmeniniz de sizi unutacaktır.

 

Siyaset sosyolojisinin önemli tespitlerinden birinin de ‘’Seçmenin intikam duygusu ile oy kullanmasıdır’’dır ki siyasetçilerin çoğu henüz bunun bilincinde değildir.

 

Kısaca 78 milyon yurttaşın rahat bir soluk alması için ilk planda yapılması gereken icraat, TBMM Başkanlığı’nın AKP’ye kaptırılmamasıdır.

 

 

İbrahim ÖZDOĞAN Twitter

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!