AKP Genel Merkezinde hapishane mi açılacak?

AKP Genel Merkezinde hapishane mi açılacak?
5 Ocak 2015 09:04

Ergenekon davası başladığında ve ilk teğmenler alınmak istendiğinde bir sarı öküz hikayesi dillendirilmeye başlanmıştı.

 

 

Çağların IŞIK H&H YORUM

 

 
O günkü yasalara göre ordu mensuplarının işledikleri suçlar askeri mahkemelerce görülmeliyken, “kimse dokunulmaz değildir”, “üstünlerin yasaları değil yasaların üstünlüğü” gibi hamasi nutuklarla, askeri mahkeme bertaraf edilerek, sivil mahkemelere çıkartılan iki teğmen tutuklandığında, sarı öküz verilmişti.

 
Sonrası çorap söküğü gibi geldi.

 
Gün; askerlerin suratlarından bakışlarına kadar kibir aktığını yazan, yurttaşını askerine düşman bileyen, gazete haberlerinin günüydü.

 
Onlar sanki kendi vatanının askerleri değil de memleketi işgal etmiş kibirli düşman askerleri gibi tasvir ediliyorlardı.

 
Gün; ülkeleri için bir füzeye göğüslerini siper etmekten kaçınmayacak bu kahraman askerlerin, gizliden gizliye uğradıkları haksızlığa gözyaşı dökerken, dünyanın bir ucunda yaptıkları görevden dönüp, ölüm hücrelerine vakur bir şekilde yürümekten kaçınmadıkları gündü.

 
Çünkü onlar Mustafa Kemal’in askerleriydi.

 
Bugün yolsuzluk ve rüşvetle suçlanan bakanların Yüce Divan oylaması var.

 
Kadının en büyük kariyeri annelik diyerek, anneliğin kutsallığını mesleki bir kariyere indirgeyen ve annelik ile mesleki kariyerin bir arada olamayacağından ziyade, olmaması gerektiği üzerine düşünce açıklayan Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, Habertürk’ten gazeteci Kübra Par’a yaptığı açıklamada, Anayasa Mahkemesine güvenmediğinden bahisle “ben bana kastedene tekrar kendimi teslim etmem” diyordu.

 
Acaba Sayın Müezzinoğlu ölüme korkmadan giden onurlu asker Deniz Yarbay Ali Tatar’ın hazin öyküsünü bilmiyor muydu?

 
Deniz Kurmay Albay Murat Özenalp’i hiç duymamış mıydı?

 
Onlar yanlı olduğunu düşündüğü mahkemelerden kaçsalardı bugün hayatta olurlardı.

 
Düşünmediler bile.

 
Yüzbinlerce askeri, binlerce uçağı, topu, tankı, tüfeği olan bir önceki Genel Kurmay Başkanı Or. İlker Başbuğ’un hem de bile bile ve üstelik terör örgütü suçlamasından, darağacına gider gibi ceza evine gitmesi de ondandır.

 
Bütün bu olanlardan sonra, yolsuzluk ve rüşvetle suçlanan eski bakanların suçlu olup olmadıklarının tespiti için yüce divana gönderilmesi, 70 milyona bir borç değilse nedir?

 
Yasaları yapanların yasalara güveni olmayacaksa, yasaları yapanlar yasalardan kaçacaksa, adalet nasıl dağıtılacak?

 
Yasalara sonucu ne olursa olsun boyun eğmek vatandaşlığın, yurttaşlığın ilk kuralı değil midir?

 
Yine Sayın Bakan; “AK Parti kendi değerleriyle çürüğünü yine kendisi temizleyecektir.” diyor.

 
Ne yani AKP Genel Merkezinde hapishane mi açılacak?

 
Suçlu bulunurlarsa orada mı hapsedilecekler?

 
Yoksa milletvekili yapılmayarak mı verilmiş olacak cezaları.

 
Bu üstünlerin hukukunun itirafı değilse nedir?

 
O zaman açılsın cezaevleri, salınsın herkes.

 
Artık yargılanmasın kimse.

 
Adaleti kendi içinde sağlama hakkı herkese verilsin.

 
Dünyanın binlerce yıllık kanun, yasa ve adalet değerleri ile birikimleri atılsın bir kenara.

 
Heba edilsin.

 
Bugün; ya adalet tanrıçasının terazisine çıkılacak ya da  gözü bağlı tanrıçanın arkasında saklanılacak.

 
Bugün; hukukun vicdanlara seslendiği gün olacak.

 

 

Çağların IŞIK Twitter

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Seni başkan yaptıracağız
Yarının gülüşleri bugünün gözyaşlarında boğuldu
Dağlıca saldırısının Cizre’yle ilgisi var mı?