Cemaat filmleri gişede şimdilik açık ara önde. AKP ise ‘Kod Adı: Koz’ fiyaskosundan sonra yeni bir film hazırlığında: MİT krizini anlatacak olan ‘Darbe’.

 

 

Her alanda farklı şekillerde etkisini hissettiren AKPCemaat ayrılığı sinema dünyasına nasıl yansıdı? Aslında, sinemanın propaganda aracı olarak kullanılması, elbette yeni bir mesele değil, uzun yıllardır politik manevralar beyazperdeyle buluşuyor. Sinema eleştirmeni aynı zamanda bir dönem yaptığı siyasi haberlere gündeme ışık tutan gazeteci Alper Turgut’la AKP ile Cemaatin sinemadaki yerini konuştuk. Öncelikle, Turgut’un kulağına gelen bilgiler ışığında AKP iktidarının sinemaya daha da yükleneceği, dağıtım şirketi sahibi olmak, tekeli ele geçirmek gibi planları yakında uygulayacaklarını söyleyebiliriz!

 

Bir tespit yapmak gerekirse de AKP-Cemaat ayrılığı aslında sinemada AKP’ye yaradı diyebiliriz, çünkü daha önce dini temalı filmler görüyorduk ancak bu “ayrılık” sonrası AKP sinemada kendi siyasetini güzelleyen filmler yapmak için yola koyuldu… Bir AKP propagandası olan “Kod Adı: Koz” ile gişede fiyaskoya uğrayan film de hızlarını kesmedi. Anımsanacağı üzere, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “sırdaşı” MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın 2012’de Özel Yetkili Savcı tarafından ifadeye çağrılmasıya başlayan “MİT krizi” de “Darbe” adıyla çok yakında sinemalarda olacak. AKP’nin bir nevi Ajan “000” filmi de diyebileceğimiz yapım Hakan Fidan’a odaklanıyor. Filmde, Fidan’ı Cansel Elçin’in canlandıracağı belirtiliyor. Avni Özgürel’in yazdığı filmi Yasin Uslu’nun çekeceği duyurulmuştu.

 

‘AKP bu işte yeni’

 

Turgut, “Yapışık ikizler iken, düşman kardeşlere dönüşen, güç ve iktidar meraklı ikili” olarak nitelediği AKP ve Cemaatin sinemadaki yeriyle ilgili olarak da eğer hedef gişeyse, Cemaatin gişede şimdilik uzak ara önde olduğunu belirtti. Turgut, “Eşrefpaşalılar”, “Selam” ve “Hür Adam” filmleriyle cemaatçilerin sinemayı çok sevdiğini, sponsorlar bulduklarını, parayı bol kepçe döktüklerini, salonlar kapattıklarını, insanları sinemalara taşıdıklarını ve hatırı sayılır bir gişe başarısı elde ettiklerini söyledi. AKP’nin ise bu işte daha yeni olduğunu “Kod Adı: K.O.Z” filmiyle bekledikleri etkiyi yaratmadıklarını belirtti. Dün hısımdı bugün hasım Elbette rekabet, salt sinema salonlarında değil, televizyonlarla evlerimize kadar taşındı. Turgut, “Özetle; MİT’inden, elçiliklerine herkes, iktidar projelerine destek atıyor, Cumhurbaşkanı da, kalkıp dizi setine gidiyor, yönetmenlik koltuğuna oturuyor” diyor.

 

Said Nursi beyazperdede

 

Vizyona girdikten sonra hem sinema çevrelerinde hem politik çevrelerde olumlu / olumsuz tepkiler alan ve tartışmalara neden olan 2005 yapımı “Takva”yı 350 bin kişi izlemişti. Takva’da, hayatını dergâhta ibadet ederek geçiren Muharrem, tarikatın mali işlerini üstlenmesiyle birlikte değişim geçirir. Filmde, Muharrem karakterini Erkan Can canlandırmıştı. “Hür Adam: Bediüzzaman Said Nursi”yi ise 955 bin kişi izledi. Film, Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşü ve Cumhuriyet’in kuruluş sürecinde, İslam dinini ve imanı, “yaşanılan çağın gerekleriyle hatırlatmak” amacıyla yola çıkan Bediüzzaman’ın hayatını anlatıyor. Said Nursi filminin çekimleri tamamlandıktan sonra filmin yapımcısı Mehmet Tanrısever filmi ilk olarak Fethullah Gülen’e izletmiş onun beğenmesi üzerine gösterime girmesine karar vermişti.

 

Kaynak: Ceren Çıplak / Cumhuriyet