‘Akademisyenler Bildirisi’nin akademik, sosyal, etiksel hukuki yeterliği var mı?

‘Akademisyenler Bildirisi’nin akademik, sosyal, etiksel hukuki yeterliği var mı?
17 Ocak 2016 14:44

Bu bildiriyi kim kaleme almış? Kim için yazılmış? Kime yazılmış? Amacı ne? Akademislenlerin imzaladığı bir bildiride en azından akademik yeterlilik aranır. Bu tür bir yazı ve tez bir akademisyenin önüne gelse ya da kağıt olarak yayınlanmak için bir akademik dergiye yollansa ya da tez olarak savunmaya sunulsa ne tür karşılanır?

 

 

 

 

Mustafa MERSİNOĞLU H&H YORUM

 

 

BİLİMSEL YAZILARDA ULUSLARARASI ARANAN NOKTALAR

 

Akademik yazılar ters pramit şeklinde yazılır önce konuya genişçe girilir sonra öznel somut teze gelinir. Giriş konuya hakimiyeti gösterir ve konunun geçmişi, tarihçesi şimdiye kadar yazılmışlar incelenir ve yöntem bildirilir. Yeteri kadar değişik kaynak kullanılır. Bunların birinci elden başka kaynaklarla teyit edilmiş olduğuna dikkat edilir. Akademisyenin ödevini yapmış olduğu bir çok kaynağı taramış olması ile anlaşılır. Bütün bunlar yapıldıktan sonra sonuç bildirilir. Sonuç tarafsız ve önyargısız ve açıkca belirtilmelidir. Sonra da yazının kalbi olan eleştri ve tartışmaya gelinir. Bu kısım en uzun kısımdır burada yukarıda belirtenler iyice mantıksal olarak incelenir iyi desteklenmiş bilgilerle gözden geçirilir. En son olarakta kapanış kısmı ise bulunur. Yalnız bu yukarıdakilerin özeti olmamalı, tezi desteklemeli ana tezin bu yazıyla kalmayacağını bu yazının sınırlarını, eksik olabilecek yönlerini de kapsamalı. Bu tezin daha belirginleşmesi için daha hangi araştırmaların gerekeceğini ya da yapılabileceğini de belirtmeli.

 

‘AKADEMİSYENLER BİLDİRİSİNİN’ İNCELENMESİ

 

Bu ülkenin akademsiyenleri deniyor ama bir çok ülkeden bir çok ülke akademisyeninin ve vatandaşının imzası var. Bu dediğiniz ülke Türkiye Cumhuriye’ti mi?

 

Suça kimle ortak olmayacaksınız? Türkiye Cumhuriyeti devleti ile mi? İnsanlar dünyanın hiç bir yerinde devletle suç ortağı olmazlar ancak başka insanlarla suça ortak olurlar. Buna organize suçlar denir.

 

Bu dediğiniz ülke Türkiye Cumhuriyeti için yazıyorsanız resmi dili Türkçe’dir. İkinci kullandığınız dil halkın bu ülkede 72 dil konuşulur dediğinden yalnız bir tanesidir. Niye konuşulan diğer dilleri dışlıyorsunuz ya da ötekileştiriyorsunuz?

 

Bu olaylar sokağa çıkma yasaklarından yıllarca önce başladı. Tarihçesi ile hiç ilgilenmemiş bu akademisyenler. Sanki tarihi geçmişi olmayan bir olay. Bu sokağa çıkma yasaklarının halkı fiilen açlığa ve susuzluğa mahkümiyet etti diyorsunuz ancak bu yasakların neden konduğunu belirtimiyorsunuz. Bunların hukuksuzluğu varsa mahkemeye bildirilir ve bildrildi de hatta AİHM de gitti. Ancak savaşta kullanılacak dediğiniz malzemelerle saldırlıyor diyorsunuz. Savaş yok mu? Eli silahlı yurtdışından gelenler yok mu? Onların ellerinde ağır silahlar yok mu? Bu kişilerin hukuksal durumları ne? Kim bunlar? Yerel halkı esir almıyorlar mı? Canlı kalkan olarak kullanmıyorlar mı? Ölümlere kargaşalığa sebep vermiyorlar mı? Yerel halk sokağa çıkma yasağına karşı mı? Sordunuz mu? Bu eli silahlı insanları aralarında istiyorlar mı? Hangi uluslararası anlaşmalarda ‘başka ülkelerden gelen ya da gelmeyen önüne gelen silah alıp sokaklara hendek kazar’ yazıyor ayrıca tüneller açar, evlere silah depolar, evlere silah mazgalı açar, evleri işğal eder yazıyor. Hangi uluslararası anlaşmalar sokağa çıkma yasağı toplumu korumak için konamaz diyor. Dediğiniz gibi insan hakları ihlal edenler varsa savcılıklara suç duyurusunda bulunun.

 

Kürt halkı ile kimleri kast ediyorsunuz. İnsanlar kişi kişi Kürt diye vs fişlenmeli mi sizce? Bu ayırımı neye göre yapıyorsunuz niçin halkı etnik kimliklerine ayırıyorsunuz. Uluslararası anlaşmalarda ülkelerde tek vatandaşlık hakkı vardır her etnik kökeke göre vatandaşlık hakkı istenirse işte bu korkunç durumlar yaşanır. Sizin istediğiniz o mu? Bütün isteklerinizi Türkiye Cumhuriyeti devletinin yapabileceği işler. Hem suçluyor hem de suçu kavuşturmasını isiyorsunuz? Kürt siyasi iradesini nedir ve bunu sizler mi belirliyorsunuz? Kürtler sizin güttüğünüz bir sürü mü? Devlet kurumlarında suç işleyenler olabilir. Organize suç işleyenler olabilir, bunların delilleri varsa yayınlayın. Siz niye bağımsızsınız? Gerçekten tarafsız olarak başka kaynaklardan bu saydığınız yerdeki olayları iceleyip belgelediniz mi? Bu belgeleri niye yayınlamadınız? Siz oradaki halkı mı temsil ediyorsunuz? Niye kendinizi tüm bir ülke halkından üstün görüp uluslararası kurumlarla ilişki kurma yetkisini görüyorsunuz? Bu etik mi? Hangi uluslararası kurum bugüne kadar başarılı olmuş, tarafsız olmuş. Kıbrıs ve Yugoslavya yalnız iki örnek. Sonuç olarak daha somut bilgi belgeye dayanan suçlamalar akademisyenlere daha yakışır. Bu tür sorumsuzlukla suça ortak asıl sizler oluyorsunuz. Hiç bir kişi, kurum ve toplum bildiri ile kendini işlenen suçlardan ayrı koyamaz veya suçları önleyemez hatta bazen suçları kışkırtabilir bile. Toplumda her suçtan her yurttaş sorumluk duymadıkça o toplumlarda suç işlemeler devam eder.

 

Mustafa Mersinoğlu Brighton 17 Ocak 2016

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
İngiltere’deki yeni korona variyantının yayılmasına neoliberalizm dogmasının etkisi oldu mu?
Başımız sağ olsun! Halkın Habercisi’nin vicdanlı, vatansever yazarını kaybettik
Yabancı basında Karadeniz gazı