Kamer Genç, Japon Elçiliğinin verdiği resepsiyonda Türkiye adına Emine Erdoğan’ın konuşmasına itiraz edince ortalık karıştı.

 

Hilmi SARAL  H&H YORUM

 

Çoğunluk yağcılar Kamer Genç’in saygısızlık yaptığını, bir bayana böyle davranılamayacağını yazıp söylemeyi sürdürüyorlar. Bu yetmemiş gibi Emine Hanım mahkemeye verdi onu. Bundan da önemlisi “Ak kadınlar” CHP örgütleri önünde olayı protesto eden gösteriler yaptılar.

 

Kamer Genç’in davranışını doğru bulduğumu baştan söyleyeyim. Bir devlet adına o devletin yetkilileri konuşur. Olması gereken budur. Olması gerekeni ihlal ettiniz mi karısı da konuşur kaynanası da, bunun önüne geçemezsiniz. Bir devlet adına yetkili olmayanlar konuşursa o devlet ne cumhuriyet olur, ne demokrasi. Devletin geleneğini korumak bir milletvekili olarak Kamer Genç’in göreviydi, görevini yaptı. Olayda kınanması gerekenler yetkisi olmadığı hâlde yetkiliymiş gibi konuşanlar ve konuşması gerektiği hâlde konuşmayıp yetkilerini gasp edenin fedailiğine soyunanlardır.

 

Bu olayda benim en çok önemsediğim şey “Ak kadınlar”ın davranışı oldu. Yanlış yerden başlamış olsalar da “kadınlık onuru”na sahip çıkmaları önemlidir! Artık aşağıda sayacağım olaylarla ilgili olarak bu “Ak kadınlar”ın ne düşündüğünü öğrenmek istiyorum. Sanırım kamuoyu da merak ediyordur!

 

Bir “Ak kadın” televizyon kameraları önünde kendisinin  Tayyip Erdoğanı’ın g..nün kılı olduğunu açıklayıverdi. Bu konuda ne düşünürler acep?

 

Bir başka dava arkadaşları “AKP’ye oy vermek, başbakanla nikah kıymak gibidir” dedi. Bu arkadaşlarının düşüncesine katılır, kendilerini de Beyefendi’nin hareminden mi sayarlar?

 

Bayan gazetecilere “Ben de sizin bacaklarınızın resmini çekip yayınlasam” diyen AKP milletvekilinin ahlak anlayışı kendilerininkine uyuyor mu?

 

TBMM’de milletin vekiline ana avrat söven AKP milletvekili Zeyit Aslan’ın kendilerine de sövmüş olduğunun farkındalar mı? Bu sövüşü de protesto ettiler mi? Etmedilerse hoşlarına gittiğinden mi etmediler?

 

Metin Lokumcu’nun biber gazı ile ölümüne sebep olan polisleri kınayan bayan için Başbakan’ın “Kadın mıdır kız mı bilmem” deyişi kadınlık onurlarına dokundu mu? Kendilerini de aşağılanmış, iffetlerine dil uzatılmış hissettiler mi?

 

Ya İzmir’de deniz kenarında oturan kız çocuklarına polisin tekme-tokatla ve copla saldırmasını nasıl açıklarlar? O çocuklar kendi çocukları da olabilirdi, değil mi?

 

Adalet Bakanı’nın bir soruya verdiği yanıttan öğreniyoruz ki AKP hükümetleri döneminde kadın cinayetleri yüzde 1400 artış göstermiş. 2002’de 66 kadın öldürülmüşken 2009’un ilk yedi ayında bu sayı 953’e yükselmiş. “Ak kadınlar” AK hükümetleri döneminde bu kadar çok kadın cinayeti işlenmesi hususunu ölüm sırası kendilerine gelmesin diye mi sessizlikle geçiştiriyorlar?

 

Benzer olayları ve soruları çoğaltmak mümkün ama gerek yok. Kadını aşağılayan, horlayan, küçümseyen, ahlaksız ve iffetsiz gösteren bütün bu olaylar karşısında dut yemiş bülbül gibi susacaksınız, sonra da birilerine yaranmak için başkalarının hazırladığı dövizlerle CHP binaları önünde gösteri yapacaksınız. Ahlak abidesi kesileceksiniz. Olmaz, bu yaptığınız inandırıcı olmaz!

 

Dünyada çok sular var ama Mekke’nin zemzemi başka diye bir söz vardır. Yoksa siz de “Dünyada çok kadın var ama Beyefendinin zevceleri başka” mı diyeceksiniz?