Adliye koridorlarından çeteleri temizleyeceğiz

Adliye koridorlarından çeteleri temizleyeceğiz
15 Nisan 2014 13:13

Başbakan Erdoğan, “Devletin koridorlarından çeteleri nasıl kovduysak, adliye koridorlarından da o çeteleri, şebekeleri kesinlikle temizleyeceğiz. Ama bu akşamdan sabaha derseniz, o kadar kolay değil. 35 yıllık bir sürecin temizliğini yapacaksınız” dedi.

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuştu.

Erdoğan, 30 Mart seçimleri öncesinde hükümeti yıpratmak için saldırı girişimleri olduğunu kaydederek; ‘Seçim öncesinde hükümetimizi yıpratmak gayesiyle içeriden olduğu kadar dışarıdan da çok ağır bazı saldırı girişimleri oldu ve bunların bazıları şu anda da devam ediyor. İçeride huzura, istikrara, demokrasiye, çözüm sürecine ve ekonomiye saldırı yapılırken, dışarıdan da Türkiye’nin imajına yönelik planlı ve art niyetli bir kampanya başlatıldı. Dışarıdaki bu kampanyaların hangi niyetle yapıldığını ve nerelerden beslendiğini çok iyi biliyoruz. Zira içeride bir takım algı operasyonları yapılırken, dışarıda da aynı paralelde operasyon gerçekleştirildi. Örneğin içeride yargı ve emniyet içindeki çeteler marifetiyle MİT’in TIR’larına saldırıldı. Bu saldırıda amaç, Türkiye’ye terör örgütlerine yardım eden ülke iftirasını atmaktı. Bu ülkenin kurumlarına yerleşmiş çete mensupları, kendi ülkelerine terörist ülke yaftasını yapıştırmak için bu operasyonu yaptılar. TIR’ları durduranlar, MİT mensuplarını tartaklayanlar hukuksuz biçimde arama yapanlar bunu sadece Türkiye’yi uluslararası arenada zora sokmak için yaptılar. İnanın, düşman gelse böyle namertçe davranmazdı. Bu ülkenin bazı yargı ve emniyet mensupları, Türkiye’nin en azılı düşmanlarını bile kıskandıracak biçimde kendi ülkerine bu ihaneti yaptılar. İçeride hainler çalışırken, dışarıda da bazı raporlar, haber ve köşe yazıları marifetiyle farklı bir operasyon başlatıldı. Bu operasyon hala devam ediyor. Suriye’deki kimyasal saldırı ile Türkiye arasında bir bağlantı varmış gibi tamamen asılsız iddialar ortaya atıldı. El Kaide terör örgütü ile Türkiye arasında bir bağlantı varmış gibi, Türkiye terörü destekliyormuş bir algı oluşturulmak istendi. Türkiye içindeki o malum çevreler, o malum medya o iddiaları anında alıyor, hem Türkiye hem dünya gündemine taşıyor’ diye konuştu.

 

‘BU İHANET VE TAARRUZ GİRİŞİMLERİNİ BU İNSANLARA ACIYARAK İZLİYORUZ’

 

Erdoğan, AB içinde Türkiye’yi hiç tanımayan kesimler nezninde kara propaganda yapıldığını belirterek şöyle konuştu; ‘ABD’de aynı şekilde yapıldı, yapılıyor. Ülkelere mektuplar yazılarak, hatta Ermeni lobisinin temsilcileriyle işbirliği yapılarak, hatta onlara parasal destek verilerek, Türkiye’ye karşı karalama kampanyaları yürütülüyor. Biz tüm bu ihanet ve taarruz girişimlerini bu insanlara, çevrelere acıyarak izliyoruz. Çünkü bu girişimlerin tamamı bir acziyetin ifadesinde başka bir şey değil. Türkiye küresel ölçekteki etkinliğini, imaj çalışmalarıyla, gazete haberleriyle sanal olarak inşa etmiş değildir. Türkiye gazete haberleriyle, yalan raporlarla, ısmarlama köşe yazılarıyla imajı zedelenecek bir ülke hiç değildir. Biz imajla değil, aktif, ön alıcı, samimi, barışçı dış politikamızla dünyada varız, var olmaya devam edeceğiz. Türkiye’yi terörle ve terör örgütleriyle yanyana göstermeye çalışan her rapor, her haber ve yorum sahiplerinin itibarını sarsacak ama Türkiye’ye zarar veremeyecektir. Bu tür saldırıları etkisiz kılmak içinde yoğun şekilde çalışıyoruz.’

 

‘KİMSENİN YAPTIĞI YANINA KAR KALMAZ, KALMAYACAK’

 

Güçler ayrılığı ilkesine saygılı olduklarını belirten Erdoğan, muhalefeti ve yüksek yargıyı eleştirerek, yargıdaki yapılanmaları temizleyeceklerini dile getirdi. Erdoğan, Adana’da durdurulan MİT TIR’larını gündeme getirerek; ‘MİT’e ait TIR’ların hukuksuzca durdurulması ve aranması, Dışişleri’ndeki toplantının dinlenmesi ve diğer hukuksuz dinlemeler konusunu da çok yakından takip ediyoruz. Bu casusluk faaliyetlerinin açığa çıkarılmasının önünde ciddi bir direnç olduğunu burada vurgulamak istiyorum. Bakın, Adana’da bir vatansever savcı çıktı. Hem casusluk faaliyetleri hem de hukuksuz dinlemeler konusunda soruşturma başlattı. Bazı zanlılar da gözaltına alındı ve tutuklandı. Aradan birkaç gün geçmeden, işte o paralel çetenin mensupları devreye girdiler ve soruşturmaya müdahale ettiler. Paralel yapının medyası manşet atıyor, paralel yapının yargıdaki uzantıları adete talimatı almışcasına zanlıları serbest bırakıyor. Ve sarbest kalıyorlar. Ortada apaçık ihanet varken, casusluk faaliyeti varken, haklarında ciddi deliller bulunan zanlıların serbest bırakılması gerçekten düşündürücüdür. Aynı şey böcek soruşturmasında, zanlılar ellerini kollarını sallayarak yurt dışına kaçtılar. Aynı şey sınavlardaki yolsuzluk soruşturmasında yapıldı. Aradan yıllar geçti, belki de deliller karartıldı. Biz yargıdaki bu çeteleşmeyi, yargının bir kısmına sirayet etmiş bu kokuşmuşluğu dile getirdiğimizde siyaset yargıya müdahale ediyor diye birileri ayağa kalkıyor. Adana’da çok açık bir ihanet var. Çete mensupları eliyle, hainler lehine karar alabiliyor. Başta HSYK olmak üzre, yüksek yargıda bu hukuk cinayetlerini uzaktan film izler gibi izliyor. Allah aşkına, bu mesele sadece benim meselem midir. Bu mesele sadece hükümetin mesele midir? Bu mesele bir Türkiye meselesi değildir de nedir? Bu ülkenin Cumhurbaşkanının, Başbakanının dinlenmesinden daha vahim ne olabilir? Dışişleri Bakanlığı’ndaki en gizli toplantının dinlenip servis edilmesinden daha vahim ne olabilir? MİT’e ait TIR’ların durdurulmasından, aranmasında daha vahim ne olabilir? CHP, MHP, BDP hiç konuştular mı? Daha ne kadar 3 maymunu oynayacaklar. HSYK bu hukuk cinayeti karşısında daha ne kadar sessiz ve takipsiz kalacak. Hiç kusura bakmasınlar, tek başımıza kalsak da biz bu ülkenin çıkarlarını, hukuka inanmış olan yargı mensuplarıyla savunmaya devam edeceğiz. Birileri santaja boyun eğmiş olabilir. Birileri de haşhaşı fazla kaçırmış olabilir. Ama biz asla boyun eğmeden ve geri adım atmadan bu çetenin üzerine gideceğiz. Suç işleyenler er ya da geç, ama mutlaka yargının karşısına çıkacaklar. Devletin koridorlarından çeteleri nasıl kovduysak, adliye koridorlarından da o çeteleri, şebekeleri kesinlikle temizleyeceğiz. Ama bu akşamdan sabaha derseniz, o kadar kolay değil. 35 yıllık bir sürecin temizliğini yapacaksınız. Kimsenin yaptığı yanına kar kalmaz, kalmayacak. Biz kuvvetler ayrılığını savunduk, ama yasama ve yürütme olarak, yargıda tuzun kokmasına müsade etmeyeceğiz. Yetki alanımız çerçevesinde biz zaten gerekeni yapıyoruz. Vazifelerini ihmal edenlere vazifelerini hatırlatmak da bizim sorumluluğumuzdur’ ifadelerini kullandı.