Aday adaylığından ilk izlenimler

Aday adaylığından ilk izlenimler
1 Mart 2015 17:30

Aday adayı olup, İstanbul’a gelip, ilk birkaç günkü çalışmalardan beri 3 gün filan geçti.

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 

 

Bu 3 günün sonunda, ki eşek gibi de koşturuyorum, kafamın içinde bir cümle süzülerek, oluştu…

 

 

O cümle şu; bir siyasi partinin örgütü, altyapısı ve bu altyapıda kolektif olması gereken bir ruh, o siyasi partinin bir yerden bir yere gitmek için ihtiyaç duyduğu motorlu taşıtıdır.

 

 

Nasıl ki, motorlu taşıt olmadan 1000 km yol alınamazsa, işleyen bir parti altyapısı olmadan da bir siyasi parti atılım yapamaz.

 

 

Bu cümleye nasıl ve neden geldim, bunun tamamını bugün anlatamam, zaten kafamın içi çıfıt çarşısı gibi, aradan biraz zaman geçmesi lazım önce.

 

 

Ama kısaca bazı doğrudan izlenimlerimi paylaşayım.

 

 

Yalnız, kişi ve ilçe örgüt ismi filan veremem çünkü bu yazı etiğine aykırıı olur, yani bulunduğunuzu ortamdaki insanlar sizin bunu yazabileceğinizi bilmiyorsa, onlardan izinsiz isim kullanamazsınız ama kamu yararı açısından isimsiz olarak olayları anlatabilirsiniz.

 

 

CHP ilçelerden örgüt üyeleri ile konuşmalaırmda şunlar anlatıldı…

 

 

-ilçe örgütlerinde çok küslük ve kırgınlık var

 

 

-Halk CHP’ye oy vermiyor ve sık sık ilçe örgütlerinden CHP’lilere, “Bir kişiyi bile işe sokamıyorsunuz, size bu nedenle oy vermezler” deniliyor

 

 

-aday adaylığı alanında para önemli bir faktör, birçok kişi buna değiniyor, seçim çalışması için para harcaması çok kısıtlı olanlar bundan yakınıyor

 

 

-örgüt tabanında ilke, ruh ateşi, doğruluk ve siyasi idealizm arayışı var ama bundan umutları yok ancak umutlanmaya hazırlar gibi bir izlenim aldım

 

 

Kişisel olarak, yani bana bakışlarına dair şöyle bir izlenim aldım…

 

 

Önceden tanınmamam bir dezavantaj ve bana bir de, “Bu iş için çok para lazım” dediler. “Hem vakit çok az” dediler. “13 ilçe var 3. Bölgede, bu kadar az vakitte bu 13 ilçeyi nasıl gezeceksin, onbinlerce üyeye nasıl ulaşacaksın” dediler. Ben de dedim ki, “Sizce vaz mı geçeyim?”

 

 

“Yoooooo, sakın” dediler. Devam et, sakın vazgeçme. Çalışmamı ve devam etmemi tavsiye ettiler ve bana öyle geldi ki gözleri herkesi inceliyor ve onu tetkik ediyorlar. Bir içlerinden istedikleri, düşündükleri ve olsa iyi okurdu dedikleri, bir de yaşadıkları ve değişeceğinden pek umutlu olmadıkları “gerçekler” var.

 

 

İnsanları bu iki çapraz eğrinin arasındaki bir açıdan inceliyorlar.

 

 

Bir tane de bir ilçe başkanı vardı…

 

 

Ama onu şimdi anlatmayayım.

 

 

BROŞÜRÜMÜ TÜRBANLI BİR HANIMLA HAZIRLADIM

 

 

İstanbul’a geldiğimin ertesi günü CHP ilçe örgütünden bana dendi ki, “Broşür bastırmalısın”

 

 

Bunun için internetten matbaalara baktım, fiyata baktım tabii bir de…

 

 

Davutpaşa’da Matbaacılar sitesi olduğunu ve en uygun fiyatın oralarda olduğunu gördüm.

 

 

Herkesten uygun fiyat veren bir matbaa seçtim. O matbaanın kapısından içeri girerken matbaanın AKP’ya yakın olduğunu düşündüm, ki, matbaanın isminin yazılı olduğu tabeleda dini işaretler vardı.

 

 

İçerde türbanlı ve gencecik bir hanım da vardı.

 

 

İçeri girdim, önce bir sordum, “Ben CHP’liyim, benim broşürümü de basar mısınız?”

 

 

“Ne demek, tabii ki” dediler.

 

 

Türbanlı hanım matbaanın grafikeri imiş. Aslında müşteri broşürün tasarımını yapıp yollamalıymış önce ama bana istisna yapacaklar.

 

 

Bende vakit olmadığı için hemen broşürü kafmada tasaralmadan yola koyulmuştum fakat grafiker hanım bana bir kolaylık yapacak.

 

 

Yanına otrdum, önce CHP’yi tanıtacak bir cümle, sonra kendim, sonra da yapmak istediğim işler.

 

 

Broşür tasarımını önceden yapmamış olduğum için o anda aklıma gelen cümleleri grafiker hanımla tartışıyorum.

 

 

Arkadaki delikanlı çocuk da katılıyor tartışmalarımıza.

 

 

Ben mesela, “Güvenlikli, savaşsız, özgür, refah dolu Türkiye için CHP” cümlesini soruyorum…

 

 

“Savaşsız demem sizce garip mi, millet sanki savaş mı var der mi”

 

 

“Hayır, bu cümle çok önemli, sınırımızda savaş olabilir bizim” diyorlar.

 

 

Sonra türbanlı genç hanım bazı konuların çok önemli olduğunı söylüyor ve onları yazmamın iyi olacağını söylüyor.

 

 

Onlar benim de aklımda zaten.

 

 

Grafiker hanımın paylaşım enerjisi gitgide artıyor, benim de.

 

 

Kadın için de kendi yaşamını seçme hakkı, kendini geliştirme hakkı istiyorum.

 

 

Her konuda hemfikiriz.

 

 

Bu arada en ucuz toplu SMS firmalarını araştırıp, buluyorlar benin için.

 

 

Onlardan aldığım muazzam yardımla broşürü zevkle tasarlayıp, bitiriyoruz.

 

 

Salı günü alacağım broşürleri, daha erken olmuyormuş ve onları alır almaz ilçeleri dolaşmaya başlayacağım.

 

 

Bu anlattıklarımda şu yok…

 

 

“Türbanlı bir hanım kolayca CHP’ye oy verir”

 

 

Ama şu var…

 

 

“Türbanlı bir hanım akan zaman içinde CHP’ye kolayca oy verir.”

 

 

Matbaadan ayrılmak üzere ürkek ve narin ellerini sıkarken gözlerinde dostluğu görüyorum.

 

 

Bir arkadaşına da diyor ki,, duyuyorum, “Telefon ettiğinde ben onun bu kadar önemli bir kişi olduğunu anlamamıştım.”

 

 

Önemli derken şunu kastediyor, yoksa önemli kişi denecek biri değilim, o başka birşeyi kastediyor. Bana duyduğu yakınlığı ifade ediyor aslında.

 

 

Safile USUL Twitter

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
İstanbul’a alındı gözüyle bakabiliriz
Gökhan Zan ve ses kaydı
Didik didik bir şey aramışlar