Adalet ve Kalkınma Partili seçmenler, Allah aşkına…
26 Mart 2017 17:30

Geçen hafta da söz etmiştim neden yalan söylüyorsunuz diye.

Safile USUL H&H YORUM

Yalana dayanamıyorum, oysa yalana dayanmak gerekir normalde.

Dayanamamak acz ifadesidir.

Yani, yalan karşısında korunaksız kalma duygusu hadisesidir.

Beni bu konuda bu kadar dayanmaz yapan ise, sanırım bunun yalanlığı konusunda siyasi rezistansı yeterince hissedemeyişim.

Şimdi bakın dün akşam Hürriyet’e çarşaf çarşaf verilmiş ilanı açıyorum, sırf bunu yazabilmek için, yoksa çok sinirleniyorum, yani bunu yeniden açmazdım aslında.

İlanda neden evet sorusuna verilen cevapları aktarıyorum…

1-Cumhurbaşkanının Meclis’i fesih yetkisi elinden alınıyor, onun için evet (referandumu yani bir cumhurbaşkanı varmış, şu ana kadar hep Meclis’i fesh etmiş, şimdi ama iktidar Meclis’i cumhurbaşkanından kurtaracak getireceği sistemle)

2-Artık yasamaya ilişkin her türlü hak ve yetki Meclis’te, onun için evet (referandumu tüm yetkiyi Meclis’e vermek için yapıyorlarmış yani, şu ana kadar Türkiye’de yasama hak ve yetkisi Meclis’te değilmiş, iktidar şimdi bu yetkiyi tek bir kişiden alıp, TBMM’ye verecekmiş yani, halka söylenen bu)

3-Kararnameler Meclis’in ve Anayasa Mahkemesi’nin denetimine açık oluyor, onun için evet (Türkiye Cumhuriyet tarihi boyunca kararnamelerle yönetildi ve şimdi iktidar kararnamelere çok karşı olduğu için kararnameleri TBMM ve AYM kontrolüne sokuyor, halka söylenen bu, oysa Türkiye’yi İLK KEZ denetimsiz kararname ile yöneten bunlar ve kar lastiği ve evlenme programları için dahi kararname çıkaran da liderleri Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti siyaseten soylu bir yapı olarak varlığı boyunca siyasi idaresini devlet kurumsallığı temeline oturtmuştur. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti tarihinde kararnameler ilk kez Erdoğan ile AYM denetiminden çıkmıştır)

4-Sıkıyönetim tarih oluyor, olağanüstü hal yeniden düzenleniyor, onun için evet (oysa olağanüstü hal ile sıkıyönetim aynı şeylerdir olgu olarak, ki, asıl önemlisi şu, Türkiye’yi yeniden olağanüstü hale sokan, doğrusu olarak da Türkiye’de olağanüstü hali kalıcı bir yönetim biçimi haline getiren ve olağanüstü hal uygulamalarını devlet güvenliği dışında alanlarda kullanan uğrunda referandum yaptıkları Erdoğandır. Ve,Türkiye Cumhuriyeti tarihinde, ilk kez, olağanüstü hal devlet güvenliği dışındaki alanlara kalıcı olarak yerleşmiştir.

Şimdi ben bunları yazarken sinirlerimi yatıştırmak için Barış Manço’dan Gönül Dağı dinliyorum bir yandan.

Ortak vatanımızın, Türkiye Cumhuriyeti’nin aziz mazisinden bir parça gül kokluyorum anlayacağınız yani.

Burnumu pis kokuya kapatmak için, bir güle dayıyor ve sadece ordan nefes alıyorum anlayacağınız.

Fakat şunları bu ilanı hazırlatan siyasi iradeye soruyorum…

Çok mu sıkıyor halka gerçeği söylemek?

Neden bu kadar kasıyorsunuz, gerçekleri 180 derece terse yatırmak için?

E, haliyle belli zaten.

Sıkar tabii gerçeği söylemek.

En fazla yüzde 52 çıktı ağzınızdan şu ana kadar evet oyu olarak, normalde çok daha büyük büyük atardınız civcivin ağzını geniş bulduğunuz için.

Demek ki tüpten evet akışı çok zorlu.

ÇİFT DİKİŞ ATANLAR

İfade etmeliyim ki, CHP’nin siyasi parti olarak yapısından iktidarın bu yalanlarını nazik bir dille halka anlatmasını bekliyorum.