Adalar artık çantada keklik değil!

Adalar artık çantada keklik değil!
12 Eylül 2018 16:15

Ülkemiz için çok önemli bir seçimi kısa süre önce geride bıraktık ancak daha bu seçimin kritiğini yapmayı bitiremeden önümüzdeki Yerel Seçimlere odaklanmak zorunda kaldık. İktidar kanadı son seçim başarısını yerel seçimlerde de devam ettirmek isterken ana muhalefet partisi CHP ise tüm il ve ilçelerde başkanlık ve meclis üyeliği için ‘sen ben kavgası’ yapmaya başladı.

 

Serkan GÜNGÖR / Tek Haber
Pazartesi günü Kadıköy’de oturduğum kafede çok ilginç bir diyaloğa kulak misafiri oldum. CHP Kadıköy İlçe Teşkilatına mensup iki kişi hararetle önümüzdeki yerel seçimler hakkında konuşuyorlardı. Kendimde CHP üyesi olmam sebebiyle konuşan kişileri biraz tanıyorum ve ilçe teşkilatı içerisinde nasıl etkin kişiler olduklarını biliyorum. Çok detaya girmeyeceğim ve doğrudan konuşmanın özetini açıklayacağım,
Konu şu; bu iki kişi ilçe toplantısında diğer partililerle Muharrem İNCE konusunda tartışıyorlar ve tartışma büyüyor. Genel Başkanı destekleyen bir aday çıkarılacağını öğrenen bu kişiler kendi gruplarıyla hemen bir toplantı yapıyorlar ve yerel seçimlerde rakip bir partiye oy atarak CHP teşkilatlarının seçimlerde hezimete uğramasını, bunu tüm ülke genelinde organize olarak uygulayacaklarını ve böylece Genel Başkanın görevi bırakmaya mecbur kalacağını iddia ederek kendi aralarında bu konuda bir karar alıyorlar. Yazımın başında bahsettiğim iki kişinin bir araya gelme sebebinin de bu olduğunu konuşmanın devamında anladım çünkü buluşmanın amacı bu planın içinde yer alan bir grup liderinin başka bir grup liderini bu plana dahil etmek istemesiydi.
Şimdi gelelim güzel ama talihsiz Adalar ilçemize;

 

 

İlçemizde CHP’nin durumu biraz daha karışık. Neden mi? Muharrem İNCE ya da Kemal KILIÇDAROĞLU konusu değil, konu kurultay sürecinde kimin kimi desteklediği de değil. Bizim ilçemizde pratik zekâ hâkim, konu açık ve net; başkan kim olacak, meclis üyeleri kimler olacak. Adalarda nasıl olsa CHP kesin kazanacak gözüyle makam koltuğuna göz diken dikene.
Aday adayları kulis çalışmalarına çoktan başladı bile. Herkes tanıdıklarını devreye sokuyor, Genel Başkana ve Genel Merkeze ulaşıp adaylıklarını garanti altına almaya çalışıyor. Adaylık için hiçbir kriter yok! Mesela Maçka’dan gelip Adalar Belediye Başkanı olabilirsiniz, adalı olmanıza gerek yok. Eğitim seviyesinin hiçbir önemi yok kanunen Başkan olabilecek minimum şartlara haizseniz tamamdır. Akıllı ve mantıklı olmanıza, projelerinizin olmasına, Belediyeciliği bilmenize hiç gerek yok. İlçe teşkilatının desteğine bile ihtiyacınız yok geçen yerel seçimlerde de gördüğünüz gibi tepeden inme olarak bir anda aday olabiliyorsunuz.
Peki Ak Parti tarafında durum ne?
Adalar Ak Parti Teşkilatı yeni ilçe başkanıyla bu seçimler için çok iyi organize olma, belediyeciliğin bir parti meselesi değil hizmet meselesi olduğunu (Belediyeciliğin parti meselesi olmadığı konusunda bende kendileriyle aynı fikirdeyim.), hedeflerinin gönül belediyeciliği olduğunu anlatmak ve bu defa Adaları kazanmak için büyük bir gayret içerisindeler. Şimdi onların arasında da başkanlık ve meclis üyelikleri için tartışmalar yok mu diyeceksiniz… elbette var hatta çok hararetli şekilde ama CHP teşkilatı ile aralarındaki fark şu; CHP teşkilatı Adaları çantada keklik görüyor, bu nedenledir ki hiçbir kritere bakmaksızın aday çıkartabiliyor. Projeleri yok ama vaatleri çok hatta bazı aday adaylarının vaadi bile yok amaç sadece koltuğa oturmak.
Şurası bir gerçek, Adalar artık çantada keklik değil, Adalarda HDP ile ittifak bile CHP’yi kurtaramayabilir.
Geçtiğimiz dönem boyunca adalarda hiçbir hizmet verilmediğini, belediyeciliğin adeta tükendiği bir dönem yaşandığını da göz önüne alırsak önümüzdeki seçimin nasıl geçeceğini tahmin etmek çok zor değil.
Mevcut Belediye Başkanı seçildiği zaman ilk iki üç yıl ben sadece bu dönem başkanım tekrar aday olmayacağım diyordu ama duyduğuma göre şimdi sağda solda aday olduğunu ve hatta genel merkezin ve genel başkanın onayını aldığını ve adaylığının kesinleştiğini söylüyormuş. İçimden bir ses “yok daha neler, adalara en ufak bir hizmeti olmamış birini tekrar aday göstermezler üstelik kurultay sürecinde kendisini aday gösteren Genel Başkana karşı Muharrem İNCE destekçileri arasında yer alan birini Genel Başkan ve Genel Merkez onaylamaz” derken yine içimden bir başka ses “CHP aday belirlerken sağlıklı kararlar verebiliyor olsaydı zaten bu adamı geçen dönemde aday göstermezdi, üstelik adam para babası diyorlar, belki de doğru söylüyordur” diyor. Şahsi kanaatim CHP böyle bir hataya ikinci defa düşüp mevcut başkanı tekrar aday gösterirse Ak Parti adalarda oy patlaması ile başkan çıkarır zira artık kendi partililerinin bile adama tahammülü kalmadı.
Ortada dolaşan başka bir söylenti ise mevcut Başkan Yardımcısı Mahmut YERLİKAYA’nın da adaylık için zemin yoklaması yaptığı. Kendisi aynı zamanda benim liseden hocamda olur maalesef.

 

Aslında CHP’nin içerisinde aday olabilecek çok değerli ve tecrübe sahibi kişilerde var. Mesela Sayın Nilden POSTALCI, Sayın Ali Ercan AKPOLAT, Sayın Avni KURTULDU gibi. Bu isimlerin her birinin farklı özellikleri mevcut ve bu üç isimde belediyemizi düze çıkarabilecek bilgi, tecrübe ve çevreye sahip kişiler, üstelik bu üç isimde proje insanı denilebilecek seviyede insanlar ayrıca halkla iletişim kurma ve onları anlama konusunda da oldukça başarılılar. Her şeyden önce karşılarındaki insanı dinleyen, derdini anlamaya çalışan ve mümkünse hemen çözüm üreten kişiler.
Ak Parti tarafında ise mevcut ilçe başkanı Sayın Av. Özlem Öztekin VURAL en olası aday ve üstün özellikleri ve tecrübesiyle dikkat çekiyor hatta biraz üslubumu bozarak kendisi için tam bir hizmet canavarı diyebilirim çünkü kendisi kaynak kullanımı, proje üretme, pozitif iletişim konularında rakipsiz biri ve arkasında başta İBB olmak üzere çok ciddi destek bulunan biri. Sayın İlçe Başkanının tek dezavantajı ise Meclis Üyeliği listesi konusunda elinin çok rahat olmaması, kendisine ayak uydurabilecek, gerekli bilgi ve becerilere sahip adaylar çıkarmakta zorlanacak gibi.
İlk yazımızın burada sonuna geliyoruz. Umarım yazdıklarımla kimseyi incitmemişimdir, bu yazdıklarım doğma büyüme bir adalı olarak gördüklerim, duyduklarım, yaşadıklarım ve analizlerimden ibaret. Yeni yazımla tekrar sizlerle görüşünceye dek hepinize saygılarımı sunuyorum.