‘Abdullah Gül ya da o takımdan birisi yine Cumhurbaşkanı adayı yapılırsa, artık gerçek hiçbir CHP’li, tıpış tıpış gidip oy vermeyecek’

‘Abdullah Gül ya da o takımdan birisi yine Cumhurbaşkanı adayı yapılırsa, artık gerçek hiçbir CHP’li, tıpış tıpış gidip oy vermeyecek’
12 Temmuz 2020 10:15

Cumhuriyet Halk Partisi, çöken, biten, bitirilen bir imparatorluğun küllerinden ölüm kalım kavgasıyla bir cumhuriyet kurmuş, misak-ı milli sınırları içinde muasır medeniyete ulaşmak için Anadolu aydınlanmasını gerçekleştirmiş, laik ve demokratik cumhuriyeti kurmuş bu coğrafya da yaşayan herkesi etnik kökenine , dinine, mezhebine bakmaksızın kucaklamış ve en önemlisi kimsesizlerin kimsesi olmayı kendisine görev kabul etmiş bir partidir.

 

Şahin Mengü / Türktime

 

Bu coğrafyada herkesi kucaklarken, insanları hiç ayırmamış, kim olursa olsun, kimin soyundan gelirse gelsin eğer layıksa ona görev vermiş ve bundan hiç geri durmamıştır.

Ali Kemal’in oğlunu imtihanı kazandı diye gözünü kırpmadan Hariciye memuru yapmıştır. Yani tüm toplumu kucaklamamız sözde değil öz de olmuştur.

İngiliz uşağı Şeyh Said’i nasıl red etmişse, Diyap ağayı da o kadar bağrına basmıştır.

 

 

Onun için bu parti Atatürk’e küfredenlerin yer bulabileceği bir parti olamayacağı gibi, İngiliz uşaklarına övgüler düzenleyen, Cumhuriyet Halk Partisi’nin mirasını red edercesine . Tunceli’ye “ Dersim” diyenlerin ya da, “ben Dersim Milletvekliyim” diyenlerin yer bulacağı bir parti olamaz. Bu herkesi kucaklamak olarak kabul edilemez. Bu olsa olsa Cumhuriyet Halk Partisi’nin şanla ve şerefle dolu tarihini reddetmek olur.

 
Cumhuriyet Halk Partisi, iktidara gelmek için İslamcı hareketlerle ve bu tür kişilerle işbirliği yapamaz.
Parti organlarını da, bu tür partilerle işbirliğine ses çıkarmayacak insanlardan oluşturamaz.

 
Cumhuriyet Halk Partisi organlarında görev alacak insanlar, öncelikle Cumhuriyet Halk Partisi’nin ilkelerine bağlı, kendi kişisel çıkarlarından önce ülke çıkarlarını düşünen insanlar olmaları gerekir.
Cumhuriyet Halk Partililer antiemperyalisttirler. Ülke yönetimine talip olurken, başka ülkelerin ne düşüneceğine bakmadan hareket ederler. Aksi halde AKP’lilerden farkları kalmaz.

 
Bu gün yeni bir kuşak artık toplumda ağılığını hissettirmeye başladı o kuşak “ Z” kuşağı denen kuşak; o kuşak üstünde yapılan araştırmalar, bunların Atatürk ilkelerine bağlı, uygar dünyaya yüzü dönük, antiemperyalist bir kuşak olduklarını ortaya koyuyor.

 
Cumhuriyet Halk Partisi nasıl oluyor da bugün Suriye’de yaşadıklarımızın, sorumlusu olan Davutoğlu’nu bu konu da hiç sorumluluğu olmayan kişi olarak Cumhuriyet Halk Partililere sunabiliyor.

Osmanlı’nın borçlarını son meteliğine kadar öderken, fabrikalar kurmuş, iş sahaları açmış bir partidir.

 

 

Bu partinin en büyük özelliği laiklikten hiçbir zaman taviz vermemiştir. Kendi özgür iradesiyle, çok partili hayata geçerken, kendilerine muhalif parti kurucularından tek şey istemiştir. “Laiklikten taviz verilmemesini”.

Kendi eli ile iktidarı seçim kazanan partiye teslim etmeyi, en büyük demokratik başarısı olarak kabul etmiş liderin partisidir.

Bu parti Atatürk’ün ve İsmet Paşa’nın partisidir.

 

Çankaya Noteri diye isimlendirilen Abdullah Gül ya da o takımdan birisi yine Cumhurbaşkanı adayı gösterilecek olursa bilinsin ki artık gerçek hiçbir Cumhuriyet Halk Partili “tıpış tıpış gidip oy vermeyecek” Bu şahıslara oy vermeyeceğimiz gibi kapı kapı dolaşıp bu adama oy vermeyin diye propaganda yapacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.

Abdullah Gül Çankaya Noteri gibi önüne gelen her yasayı onaylamadı mı? Fettullahcılar devlette kadrolaşırken önüne gelen tüm kararnamelere bu adam onay vermedi mi?

 

 

Bugün yaşanan ekonomik ve siyasi çöküntüde Ali Babaca’nın hiç sorumluluğu yok muydu? Cumhuriyet hükümetlerinin bu ülkenin alın teriyle yarattıkları satılırken, en azından sessiz kalan, buna göz yuman Ali Babacan değil miydi?

Bu şahıslar değil miydi rant dağıtımını, ayrıcalıklı bireylere, şirketlere, yarenlere yapan yönlendiren.

Şimdi çıkıp nasıl oluyor da bu şahısları sütten çıkmış ak kaşık gibi Türk Halkına sunuyorsunuz. Bütün bunlar çok temizmiş, tek kusurlu Tayyip Erdoğan mış. Hani argo deyişle “yersen”.

 

 

Cumhuriyet Halk Partili olmamız bu anlattığınız hikayeleri peşinen kabul edeceğimiz anlamına elbette gelmiyor.

Son olarak bir noktayı hatırlatmakta fayda var. Türkiye’de ya da bu coğrafya da yaşananlar karşısında, İktidarda olsun ya da olmasın bütün dünya o konuda Cumhuriyet Halk Partisinin ne düşündüğüne bakardı, sayenizde artık dünya da hiç böyle bir saygınlığımız kalmadı. Uygar Dünya indinde ne düşündüğü önemli olmayan sıradan herhangi bir parti konumuna getirdiniz partiyi.

 

http://www.turktime.com/yazar/chp-nedir/15025