Abdullah Gül: Adaylığım söz konusu değil

Abdullah Gül: Adaylığım söz konusu değil
28 Nisan 2018 13:32

İsmi 24 Haziran erken seçimi için “Cumhurbaşkanı adayı” olarak telaffuz edilen 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül beklenen açıklamayı yaptı. “Temel Bey’in görüşmeleri sonucunda geniş bir mutabakat söz konusu olmamıştır.” diyen Gül “Çok geniş bir mutabakat olursa gerekeni yaparız demiştim. Bu nedenle adaylığım söz konusu değildir.” dedi.

 

 

Turgut ERAT, Seda ÖNCELER/ Sözcü

 

 

Saadet Partisi ile bir süredir cumhurbaşkanı adaylığı üzerine görüşmeler yürüten 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a karşı muhalefetin ortak adayı olmak istediği iddia ediliyordu.
Son bir haftadır siyaset koridorlarında ismi telaffuz edilen Gül, kameralar karşısına geçti.

İstanbul’daki ofisinde basın toplantısı düzenleyen Abdullah Gül merakla beklenen açıklamasını yaptı ve “Seçimlerde aday olmadığını” ilan etti.

 

 

Gül’ün konuşmasından satırbaşları:

 

 

Öncelikle seçimlerin ülkemiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum. Hepimiz şahidiz ki Türkiye yakın tarihinin en zor dönemlerinden biri içerisinde. İç ve dış şartlarda büyük zorluklarla karşı karşıyayız. İçeride daha çok huzura, güvene ihtiyaç varken maalesef daha çok kutuplaşma, ayrışma, korku ve kaygı ortamı var. Dışarıda ise tarihimizin çok ciddi beka sorunlarıyla karşı karşıyayız. Ekonomik kaygıların da ciddi seviyelere ulaştığını görüyoruz. Ayrıca hamasetin, karşılıklı hakaretlerin siyaseti esir aldığını görüyoruz. Türkiye için neyin iyi olduğunu konuşmak yerine kişiler üzerinden saldırılarla meşgulüz.

 

 

“HAİN DARBE TEŞEBBÜSÜNDE ÜZERİME DÜŞENİ YAPTIM”

 

 

Benim ismim de yoğun bir şekilde gündemde. Bir faninin ulaşabileceği bütün makamlara ulaşmış vaziyetteyim. Yeri geldiğinde de şerefle temsil ettim. Ne ben ne ailem herhangi bir beklenti, herhangi bir arzu içinde değiliz. Tüm beklentimiz memleketimizin huzurlu, istikrarlı olması. Bunun ötesinde hiçbir arzum, beklentim olamaz. Cumhurbaşkanlığından sonra aktif bir siyaset içinde olmayacağımı söyledim, öyle de yaptım. Arkadaşlarımın düğün davetlerine bile gidemedim, illere gidip herhangi bir hareketlilik olmasın diye. Zaman zaman Türkiye’nin en önemli, hayati gördüğüm konularıyla ilgili fikirlerimi Sayın Cumhurbaşkanı ile baş başa paylaşma fırsatım oldu. Hain darbe teşebbüsü ortaya çıktığında hiç tereddüt etmeden üzerime düşeni yaptım. Temel hak ve özgürlükler, adaletsizlikler, haksızlıklarla ilgili düşüncelerimi de kamuoyu ile paylaşmaktan da geri kalmadım.

 
“ADAYLIĞIM SÖZ KONUSU DEĞİLDİR”

 

 

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun adımı zikretmesiyle başlayan hareketlilik tamamen benim dışımda gerçekleşmiştir. Benim bir talebim, organizem yada inisiyatif alarak başlattığım bir süreç değildir. Benim bilgime, tecrübeme, siyaset ve devlet yönetim anlayışıma güvenen kişilerin talebiyle ortaya çıkmıştır. Bu talebin içinde benim camiamdan olduğu gibi toplumun geniş tabakalarından bir çok kişi de böyle bir talep içerisinde olmuştur.

Ben de çok geniş bir mutabakat olursa o zaman üztüme düşeni arkadaşlarımla birlikte yapmaktan kaçınmayacağımı söyledim. Dolayısıyla bir taraftan bilgi ve tercübemle gelecekle ilgili kaygılarım varken
toplıumun büyük bir kesiminden de böylebir sorumluluk yüklenmem gerektiği talebi söz konusu olunca bunun uzağında durmak gibi bir sorumsuzluk göztermeyeceğimi ifade etmişimdir.

Dindar siyaset anlayışı ile bilinen Temel Bey’in çabalarını takdirle karşılıyorum. Temel Bey’in yaptığı temaslar sonunda geniş bir mutabakatın ve arzunun ortada olmadığı da gözükmüştür. Dolayısıyla adaylığımla ilgili bir süreç söz konusu değildir. Tarih önünde vicdanen müsterihim.

Hakkımda söylenen bir çok şeyle ilgili çok konuşmak istemiyorum. Zaten seçim kampanyası, polemikler. Bunlar benim siyaset anlayışıma da pek yakışmaz. Bazen kasıtlı bazen de çeşitli manipülasyonlarla benimle ilgili şeyler söylenmiştir.

 

 

“BAŞLARINI İKİ ELLERİNİN ARASINA ALIP MUHASEBE ETSİNLER”

 

 

AK Parti’den bazı arkadaşların da benimle ilgili konuşmalarına da şunu söylemeden geçemeyeceğim. AK Parti’nin kuruluşunda yer almış birisi olarak bu ilkeleri bu prensipleri destekliyorum. Kendileri ile ilgili şahsi meselem, sıkıntım yok. Ben sadece politikalar, gelecek vizyonu ile ilgili bu. Benimle ilgili zaman zaman saygısızlık boyutuna ulaşan sözleri söyleyenlere de şunu söylemek isterim. Başlarını iki ellerinin arasına alıp bugün söylediklerini bir muhasebe etsinler.

 

“DAHA YAPICI BİR KAMPANYA YÜRÜTÜLMESİNİ ÖNERİRİM”

 

 

Seçim sürecinin ayrıştırıcı bir atmosferde geçmemesi bütün arzum. Seçimler biter kendi gerçeğimizle baş başa kalırız. Daha yapıcı bir kampanya yürütülmesini herkese öneririm. Türkiye’nin geleceği güçlü bri demokrasiden, kuvvetler ayrılığı prensibinden, hak ve özgürlüklerin evrensel niteliklerdeki standartlarda uygulanmasından geçtiğidir. Ümit ederim Türkiye bu seçimden sonra tüm bunları gerçekleştirir. Ayrılıklar demokrasinin gereğidir. Çoğulculuk düşmanlık anlamına gelmez

 

 

SORU ALMADI

 

Gül, konuşmasının sonunda ‘Seçim sürecine girildi, polemik konusu olacak’ dedi ve gazetecilerden soru almadı.

 

 

Fotoğraf: Sözcü