ABD’de ara seçimler: Seçmenlerin kararı bu kez neden çok önemli?

ABD’de ara seçimler: Seçmenlerin kararı bu kez neden çok önemli?
5 Kasım 2018 08:47

ABD’de yarın yapılacak Temsilciler Meclisi ve Kongre ara seçimlerine çok sertleşmiş bir siyasi-kültürel kutuplaşma ortamında gidiliyor.

 

BBC Türkçe

 

Oy pusulalarının üzerinde Başkan Trump’ın adı yok ama bu seçimler adeta onun başkanlığı, iç ve dış politika pratikleri üzerine bir referandum özelliği taşıyor.

Bu ara seçimler ABD’yi o kadar kritik bir dönemece getirdi ki, eski başkan Obama’nın bile, eski başkanların siyasetten uzak durma geleneğini bir kenara bırakarak Trump’a karşı Demokrat Parti kampanyasını desteklemek için sahaya indiğini görüyoruz.

ABD’de her başkanlık döneminin ortasında, Temsilciler Meclisi’nin 435 üyesini, senatonun 100 üyesinden 35/39’unu yenileyen bir “ara seçim” yapılır.

Bu seçimler vatandaşlara, iki yıl önce seçtikleri başkanın ve partisinin performansını değerlendirme, hoşnut değillerse Mecliste veya Senato’da hatta ikisinde birden çoğunluğu muhalefet partisine oy vererek, başkanı dengeleme fırsatı yaratır.

Buna karşılık başkanın partisi eğer her iki mecliste çoğunluğa sahip ise, başkan parlamentodan istediği yasayı çıkartabilir.

Yüksek Hakimler Kurulu’nun başkanı da iktidar partisinden ise güçler ayrılığı, pratikte bir dahaki seçimlere kadar kağıt üstünde kalır.

Bu süre içinde teorik olarak başkan, sistemin doğasını etkileyebilecek radikal kararlar alabilir, hatta Anayasa’yı değiştirmeye kalkabilir.

ABD’de bugüne kadar, hem başkanlar, hem de Cumhuriyetçi Parti ve Demokrat Parti merkez sağ ve merkez sol çizgilerde kaldıkları için, her iki meclisin çoğunluğunun başkanın partisinin elinde olduğu dönemlerde bile rejim ve düzen açısından ciddi bir sorun çıkmadı.

Ancak, bu ara seçimlerde durum farklı.

Farklı sandık sonuçların siyasi etkileri ne olur?

Trump merkez sağın iyice sağında olan bir başkan.

Halen iki mecliste çoğunluğu elinde tutan Cumhuriyetçi Parti de gittikçe artan oranda merkez sağ çizgiden uzaklaşarak Trump’ın siyasi çizgisinin etkisi altına giriyor.

Demokrat Parti’de de, en son Hillary Clinton tarafından temsil edilen merkez solun temsilcilerinin partinin tabanının güvenini artık koruyamadıkları görülüyor. ABD’de siyasetin yelpazesinde merkez sağ ve merkez sol iyice zayıfladı, zayıflamaya hatta erimeye devam ediyor.

Eğer Demokrat Parti, bu ara seçimlerde Kongre ve Meclis’te çoğunluğu ele geçirebilirse Trump’ı azletme sürecini başlatabilecek.

Yalnızca Meclis’in çoğunluğunu ele geçirse bile Demokrat Parti, en azından Trump’ın seçim kampanyası ile Rusya arasındaki bağlara ilişkin soruşturmayı canlandırma, genişletme olanağı elde edecek.