7 Haziran sürprizlerle doludur

7 Haziran sürprizlerle doludur
3 Şubat 2015 16:29

Nihayet Yüksek Seçim Kurulu Haziran ayında yapılacak genel seçimle ilgili seçim takvimini belirledi.

 

 

İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

 

 

Biz bu seçimin başka bir yüzü üzerinde duracağız.

 

 

O da yaklaşık kurulmuş olan yüze yakın partiden seçime girme hakkı elde etmiş olan otuz bir partinin ilan edilişidir.

 

 

Kanaatimce bu otuz bir partiden aşağı yukarı yarısı, yani on beş parti seçime girer.

 

 

Çünkü 2011 genel seçiminde de seçime girme hakkı elde etmiş olan yirmi yedi partiden sanırım on beşi seçim pusulasında yerini almıştı.

 

 

Peki, 2011 seçim koşullarının aynısı 2015 Haziran’ında yapılacak seçimde de devam etse sonuç ne olur dersiniz?

 

 

Hemen yanıt vereyim, hiçbir şey değişmez; amiyane tabirle tıpkısının aynısı olu ve yine üç parti Meclis’e girerek kaldıkları yerden ülkeyi, demokrasiyi, ekonomiyi yıkmaya devam ederler.

 

 

Yine soru sorarak devam edelim.

 

 

2011 seçiminin tük koşulları 2015’te devam ediyor mu?

 

 

Kesinlikle hayır diyorum bu soruya.

 

 

Nedenlerine gelince iki açıdan ele alacağım.

 

 

Bunlardan birisi hem AKP’nin hem de CHP’nin önemli ölçüde yıpranmış olmalarıdır.

 

 

Bu yıpranmada en önemli neden her iki partinin de PKK’nın isteklerine sıcak bakmaları ve son bir yıl içinde güneydoğuda meydana gelen olaylarla birlikte o bölgenin yönetiminin fiilen Türkiye Cumhuriyeti Devleti yönetiminden çıkmış olmasıdır.

 

 

Gerçekçi yapılan anketlere baktığımız zaman AKP ve CHP’nin önemli oranda oy kaybettikleri ortadadır.

 

 

AKP ile ilgili yolsuzlukların ve ekonomideki kötü gidişin de seçmenin iktidardan önemli ölçüde uzaklaştığını göstermektedir.

 

 

Şimdi durum şudur:Seçmen ve kararsızlar sığınacak ve oylarını kullanacakları bir liman arıyorlar.

 

 

Ama bu sığınacakları limanın CHP ve kaptanı Kılıçdaroğlu olmadığı meydandadır.

 

 

Çünkü PKK terörü ile ilgili olarak Kılıçdaroğlu çok kötü bir sınav verdiğini tük kamuoyu yakından bilmektedir ki, tekrarlamaya gerek görmüyorum.

 

 

Şimdi meselenin bamteline gelelim.

 

 

Siyaset kulislerinde şu durum çok net bir şekilde ifade edilmektedir ki, CHP ile HDP’nin ittifak halinde seçime girecekleri artık kesinleşmiş gibidir.

 

 

Selahattin Demirtaş’ın, bağımsız adaylarla değil; parti olarak seçime gireceğiz demecinin altında yatan en önemli neden Kılıçdaroğlu ile anlaşmış olmalarıdır.

 

 

Çünkü Demirtaş’ta çok iyi biliyor ki, tek başına seçime girdikleri taktirde barajı aşamayacakları ortadadır.

 

 

Birkaç ay evvel ABD’de CHP ve HDP heyetlerinin buluşmaları bu nedenledir.

 

 

Aynı zamanda bu ittifak bir Amerikan projesi olarak dayatılmıştır.

 

 

CHP ile HDP arasında ittifak işi uzun zamandır görüşülüyordu ve kesin karara varıldığı ifade ediliyor.

 

 

Böyle bir ittifakta CHP’nin durumu ne olur?

 

 

Hemen belirtelim ki, batıda çok büyük ölçülerde oy kaybına uğrar; sadece güneydoğuda HDP etkisi ile milletvekili çıkarabilir ki, bu da CHP’nin çökmesi ile birlikte Kılıçdaroğlu’nun pılınıpırtısını toplayarak çekip gitmesini sağlar.

 

 

Peki, iş burada mı kalır?

 

 

Asla, tarih tekerrürden ibaret olduğu için CHP’nin akıbeti de tıpkı SHP gibi olur ve zihinlerde terörle kirlenmiş bir parti algısı oluşturur.

 

 

Şimdi esas sorulması gereken soru, böyle bir durumda seçmen nasıl hareket eder?

 

 

Yukarıda belirttiğim gibi seçmenin büyük çoğunluğu sığınacak bir liman arayacaktır.

 

 

AKP’den kaçacak seçmen hangi limana sığınacak?

 

 

CHP’den kaçacak seçmen hangi limana sığınacak?

 

 

Çünkü her iki parti de önemli ölçüde yara almış ve seçimde hezimete uğrayacak partiler.

 

 

Seçime katılacak diğer patriklerde bir güç algısı oluşturamadıkları için ne yapılması gerekiyor?

 

 

Bu küçük partilerin birleşip ittifak halinde seçime girmesi bir çare olabilir mi?

 

 

Asla, daha önceki seçimlerde bu denendi ve bir sonuç alınamadı.

 

 

Çünkü, bu partilerin gücü sıfır seviyesinde.

 

 

Matematikte bir yasa vardır ki, sonsuz sayıda sıfırın çarpımı veya toplamı yine sıfır eder.

 

 

Tüm bu realiteler karşısında çare ne olmalıdır?

 

 

Bunun yanıtını bu konuda uzun zamandır gayret sarfeden Liberal Demokrat Parti(LDP) genel başkanı Cem Toker ortaya koymuştur.

 

 

Cem Toker’in önerdiği çare kamuoyunda karşılığı olan en az yirmi ve üzeri, her kesimden toplum liderlerinin herhangi bir partinin çatısı altında seçime girmesidir ki, LDP buna hazırdır.

 

 

Bu toplum liderlerinin arasında eski yeni siyasetçilerden tutunda aydınlar, biliminsanları, işinsanları, sanatçılar, sporcular, gazeteciler, sivil toplum örgütü liderleri, önemli hukukçular, demokratik eylem insanları, aydın ilahiyatçılar vs. bunu çoğaltabilirsiniz; toplumsal karşılığı olmak koşuluyla bunu çoğaltabilirsiniz.

 

 

Bence en akılcı, en gerçekçi ve en mantıklı teklif Cem Toker’in yukarıda bahsettiğim teklifidir.

 

 

Çünkü bahsi geçen duoyen isimler toplumsal karşılığı olan isimler olacaktır ve matematiksel olarak seçmendeki oy karşılıkları toplanarak, katlanarak gidecektir.

 

 

Bir de sinerji yarattığı taktirde oylar aritmetik veya geometrik oranda katlanarak gidecektir.

 

 

Bu nedenle toplum önderlerinin Cem Toker’in çağrısına kulak vermesi yaşamsal önemdedir.

 

 

Hem Cumhuriyet’in yaşaması hem demokratik değerlerin korunması ve zenginleştirilmesi, hem de ülkenin bölünmesini istemiyorsak bu çağrıya kulak vermeye kendimizi zorunlu hissetmeliyiz.

 

 

Böyle bir birleşme başarıya ulaştırır mı?

 

 

Başarıya ulaşılacağından nokta kadar kuşku duymuyorum, çünkü yukarıda belirttiğim AKP, CHP ile ilgili gerçekler nedeni ile seçmen sığınacak liman arayacaktır.

 

 

Bu liman da toplum önderlerinin oluşturduğu birlik limanı olacaktır ki, Cem Toker çok yararlı siyasal proje üretmiş.

 

 

Böyle bir projeyi başka siyasal yapılarda yaşama geçirmek isteyebilir ama ideolojik kalıntısı olan partilerde bu işin tutmayacağını Türk milletinin sosyolojik yapısından çok iyi biliyoruz.

 

 

Teklif götürülen her toplum liderinin Cem Toker’i cankulağı ile dinlemesinde yarar görüyorum.

 

 

AKP’nin perişan durumu ve CHP’nin HDP ile ittifak halinde seçime girmesi, seçmenin bu birlikteliğe yönelişini çok kolay hale getirecektir.

 

 

İbrahim ÖZDOĞAN Twitter

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!