6 oku yeniden yorumlamaya gerek yok
22 Ağustos 2014 17:30

Kılıçdaroğlu önceki gün Today’s Zaman Gazetesi’ne verdiği demeçte, “6 ok değişmeyecek ama bunların yorumları daha çağdaş, daha evrensel anlayışa göre olacak.” demiş.

Safile USUL H&H YORUM

Buna itiraz kapsamında şunları kaydetmek isterim.

6 ok esasen sadece Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna dair bir sembol değil.

Bu sembol ve içerdiği ilkeler Avrupa devletlerinin kuruluşlarında da var ve bize de zaten ordan gelmiş.

Cumhuriyetçilik, Halkçılık, Millyetçilik, Laiklik gibi ilkelerin tamamı modern Avrupa devletlerinin kuruluşlarında da yer almış ilke ve kurallar.

Devlet sembolü olarak okun ilk kullanımı ise, 15. yüzyıl Avrupası’na uzanıyor.

O zaman krallıklardan ok sembolü kullanan olmuş ki, ok aslında Avrupa tarihinin temeli olan kırsallığın bir sembolü.

Şöyle ki…

Ok Avrupa kırsallığında avcılığı ve toprağı ifade ediyor ve bu şekilde de yerel hakimiyetten doğan devlet hakimiyetinin sembolü olarak ortaya çıkmış.

Daha sonra da evrilerek, 19. yüzyılda modern Avrupa devletlerinin kuruluşunda da devlet hakimiyeti ve onun siyasal ilkeleri olarak kullanılmış.

Bize gelişi de ordan.

Şimdi…

Avrupa devletlerinin anayasalarına, sembollerine vs. bakıldığında, söz konusu anayasa, sembol, şekil vs.lerin ilk haliyle halen korunduğunu ve bugünkü zamana uysun diye değiştirilmediğini veya yeniden yorumlanmadığını görürsünüz.

Bunun sebebi, devletlerin şekil, sembol ve anayasalarındaki birçok ifadenin aynı zamanda o devletin tarihini ve tarihsel bütünlüğünü gösteriyor olmasıdır.

Çünkü devlet bir senelik, bir sezonluk, bir seçim dönemlik vs. bir olay değil.

Tüm eskilikleri, arkaiklikleri vs.si ile bir tarihselliği, bir geçmişi, bir coğrafi özelliği, o coğrafyadaki siyasi tarihi vs. ile bir bütünü ve bir kökü de ifade ederler.

Ve, bu ifadenin ortadan kaldırılması yenilik anlamına gelemeyeceği gibi, söz konusu devletin tarihsel kökünü karartma, budama gibi bir sonuca yol açabilir.

Bu sebeple Avrupa devletlerinde tüm eski sembol ve ifadeler aynı şekilde muhafaza edilir.

Avrupa anayasalarını, kullanılan şekil ve sembolleri, uygulanan ritüelleri filan izlerseniz orda hep eskinin formlarının muhafaza edildiğini görürsünüz.

Avrupa’da da bugün çağdaş yaşam elbette birçok formu değiştirmiştir ama bunun karşılığı devletlerinin tarihi temel ve ilkelerini, kuruluş hikayelerinin sembol ve şekillerinin yenilenmesi veya yeniden yorumlanması olmamıştır.

Türkiye’de de, örneğin 6 okun yeniden yorumlanması diye birşey olamaz, bu kabul edilemez.

O ilkeler aynen ve aynı şekliyle orda durur.

Yapılmak istenen güzellikler varsa bunların önünde o ilkeler bir engel değildir.

Onlar Türkiye Cumhuriyeti’nin kökü, alamet-farikası ve benliğidir.

Kılıçdaroğlu’nun kastettiği, örneğin, türbana karşı katı tutum filan ise, halka ilişkilerin düzenlenmesi farklı birşeydir, sekularizmin hala ve halen AB’nin de, bizim ülkemizin de temel siyasal değer ve vektörlerinden birisi olduğunu unutmamak gerekir.

Türkiye bu temel siyasal değerden vazgeçmeyecektir.

Ama geçmişin, Orduevine sakallı almama, çocuğunun diploma törenine giden anneyi Ordu’daki törene sokmama, doktorların türbanlı kadınları muayene etmeyi reddetmesi (bir ara Çapa’da olduğu gibi) türbanlı kadınların şahsiyetine ve kişisel saygınlığına saldırılması gibi şeyler kastediliyorsa, bunun için 6 oku yeniden yorumlamaya gerek yok.

Sadece biraz akıllı olmak yeterli.

Yeniden yoruma şundan da gerek yok bu konuda; çünkü Atatürk kimseye, “türbanlı kadınları kovalayın” demedi.

Hülasası…

Kılıçdaroğlu’nun 6 oku yeniden yorumlamak tezine itiraz ediyorum ve kabul etmiyorum.

Üstelik siyasilerin çeşitli oy mülahazaları ile sürekli devlet sembolleri ile uğraşmasına da itiraz ediyorum.

Avrupa’da siyasi partiler devlet sembolleri konusunda hiç konuşmuyorlar ve hiç bu alana girmiyorlar dikkat ederseniz.

Her 4 senelik siyasi iktidar devlet sembolleri ile kendi yorumuna göre oynayamaz.,

Yok böyle bir demokrasi ve devlet tarifi.

Evet, Tayyip E. ve ekibi hergün herşeyle oynuyorlar ama bizim onlardan bir farkımız olmalı.

Ve, bence CHP Genel Başkanlarının görevi, Cumhuriyet sembolleri üzerinden sorun gidermeye çalışma değil, sorunları isabetli politikalar üreterek çözmektir.