23 Haziran seçimleri ve Türkiye Cumhuriyeti’nin seçenekleri

23 Haziran seçimleri ve Türkiye Cumhuriyeti’nin seçenekleri
6 Haziran 2019 20:51

Türkiye Cumhuriyeti dışta ve içte büyük sorunlarla karşı karşıya. Bunlar güvenliğimizden eğitimimize uzanan ve sosyal yapımızı etkiliyecek T.C nin önündeki 100 yılını etkiliyecek ağırlıkta. Önümüzde ülkemizin seçmesi gereken çok büyük seçenekler var. Son onyedi yıllık AKP yönetimi ikinci dünya savaşından sonra NATO’ya girerek kaybettiğimiz uluslararasındaki tarafsızlığımızı Suriye’de taraf olarak iyice bozdu ve de tam bağımzılığımızı da zedeledi. Son yerel seçimlerde uluslararası finans kapital ve güvenlik kurumlarınca yıllarca desteklenen AKP hükümetine bu çevrelerde eski güven kalmadı. Halkımızda artık bu hükümetten uzaklaşıyor. Balon patladı. Dünyada bu yerel seçimler AKP hükümetine güven oylaması gibi algılandı.

 

 

 

Mustafa MERSİNOĞLU H&H YORUM

 
Ülkemiz için en önemli gereklilikyurtta barış dünyada barış. Bunun için dedeniz, kara ve hava sahamızın pek doğal ki sınırlarımızın da hem teröristlerin sızmalarına hem de bir çok göçmenin emri vaki ülkemize girmesine komşularımızla barış sağlayarak e ven başta güçlü bir ulusal ordu ile korunması. Astena barış anlaşmasını daha da geliştirip ülkemize zararı olan Başar Esad düşmanlığından vazgeçilmesi. Komşularımızla cumhuriyetimiz ilk kurulduğundan beri uyguladığımız barışın ve tarafsızlığın tekrar tesis edilmesi. Denizlerimizde Boğazlar üzerindeki hakkaniyetimiz , Karadeniz,Ege ve Doğu Akdeniz deniz sahamızdaki petrol arama dahil her türlü hakkımızı sahip çıkmalıyız Avrupa Birliği gibi bize baskı yapanları dinlememeliyiz. En önemlisi de Kıbrıs’ta taviz verilmemesi ve deniz üstü kurulması. Hava sahamızın da S400ler gibi en ileri teknoloji ile korunması ve kendi silahlarımızın üretilmesi. İç barışın sağlanması için laik hukuk ve eğitim sistemimize tam olarak dönülmeli. Etnik ayrımcığı destekleyen Türkçenin resmi dil statüsüne sanki kültürel haklarmış gibi karşı çıkışları ve her türlü tavize karşı çıkılması.Artık zaten isteyen her dilde kurs açabiliyor ve açmalı da. Anayasa ile oynanıp vatandaşlık kavramına etnik ayrımcılıkların özgürlükleri genişletiyor havasıyla sokulmasına izin verilmemeli. Avrupa Birliğinin dayattığı özerklik şartına karşı çıkılıp bunun Serv’e giden bir tuzak olduğunun halkımıza anlatılması. Çevrenin daha iyi korunması ve üretimin ülkemizde artırılması ve her şeyin dışardan ithalinin kısıtlanması en önemi seçeneklerimiz.

 
Yurt dışında refarandum gibi görülmesi anlaşılıyor ancak ülkemizde de bazı kesimler İstanbul yerel seçimini Cumhurbaşkanlığı seçimine gidecek yol gibi görüyorlar. Bunda da haklı yön var çünkü AKP’li Cumhurbaşkanı bunun bir örneği. Ancak bunun örnek alımasının ülkemize hiç bir yararı olmaz. Başbakanlar ve devlet başkanlarımızson AKP dönemine kadar uzun bir gelenek olarak devletimizin önemli kademelerinde yer alarak bu mevkilere gelmişlerdi ve bunun terk edilmesinin zararı apaçık ortada. AKP tersini de yapıyor Başbakanını Belediye başkanı adayı koyuyor bu da yanlış çünkü her işin tecrübesi başka.

 
Özerklik yerel yönetimlerin sorunlarını çözecekmiş gibigösterilse de yerel yönetimlerin sorununun özerklikle yakından uzaktan alakası olmadığı bir çoklarımız biliyor ve bunu belediye başkanlarımızın ve adayların açıkca halkımıza ifade etmesi ve Ankara’nın başkentimiz olduğunu ve ülkemizin buradan meclisimiz ve anayasamızla yönetildiğinin belirtilmesiülke bütünlüğü ve birlik ve beraberliğimiz için çok yararlı olur.Yoksa her belediye başına buyruk kararlar alarak yetkilerini aşar ülkeye ve halkımıza çok zarar verir. Örneklerini çok gördük. Patrikhane, Eyüp Sultan gibi dini mekanlar, Kıbrıs ve Anıtkabir siyasette kullanılmamalı. Hele Patrikhane herhangi bir kiliseden, sinegog, camiiden ve cemevinden çok farklı çok hassas uluslararası bir kurum. Ayrıca AKP’nin yaptığı gibi din sömürüsü de oy toplamak için kullanılmamalı ve gerekte yok. Ecevit hiç dini kullanmadan halkımızın sevgilisi oldu.

 
Washington Post gibi yabancı basın organlarında seçimlerimiz hakkında yazı yazmakta bir çok bakımdan yanlış. Cumhurbaşkanımız da yazdı denilebilir.Ülkemizin hakları anlatmak için bile olsa doğru değil çünkü o gazeteler hem ticari hem bir siyasi görüşü temsil ediyorlar ve o ülkelerin de tüm halkına da seslenmiyorlar.Ayrıca bu yayın organları yıllarca ülkemizi kötülüyen gazeteler. Atatürk, İnönü ve Ecevit hiç bir zaman yabancı yayın organlarına yazmadılar. Atatürk Türkiyesi kendi yayın organı La Kemalist Turque ile ülkemizi hem tanıttı hem haklarını savundu.

 

m1

m2

 

 

Cumhurbaşkanımız PKK ve HDP ile açılım adı altında o kesimden oy topladı diye örnek alınmamalı. Ulusal ve uluslararası sorunlar yerel seçimlerde malzeme olarak kulllanılmamalı.

 

Yolsuzluk önemli bir konu ama bununla mücadele belediyenin işi değil tabii ki yolsuzluğa belediye başkanı ve meclisi karşı çıkacak ancak bunu savcılıklar ve devlet kurumlarının yapması gereken işler.

 

Yerel seçimlerde İstanbul’un yeteri kadar sorunu var onlar tartışılmalı ve program koyulmalı.  En başta beklenilen doğal felaket deprem  ona hazır olmak ve çevrenin korunması.

 

İstanbul seçimlerinin yerel seçimler olduğu unutulmamalı.

 

Mustafa Mersinoğlu 6 Mayıs 2019

 

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
İngiltere’deki yeni korona variyantının yayılmasına neoliberalizm dogmasının etkisi oldu mu?
Başımız sağ olsun! Halkın Habercisi’nin vicdanlı, vatansever yazarını kaybettik
Yabancı basında Karadeniz gazı