2019 seçimleri ile ilgili öngörüm veya bir komplo teorisi
8 Mart 2018 09:39

2019 Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri ile ilgili yazacaklarıma ister öngörü veya komplo teorisi deyiniz, hiç farketmez; zira her öngörü aynı zamanda bir komplo teorisi olabilir.

Dr. İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

Hem AKP’nin içini ve dinamiklerini iyi bilmem, hem de AKP genel başkanı RTE’yi yakından tanımış olmamdan dolayı, yazacaklarım siyaset sosyolojisinin tabir yerinde ise matematiksel hesaplarına dayanmaktadır.

Örneğin, 16 Nisan 2016’da yapılan referandumdan önce yine bu köşede bir çok yazı yazmış ama 31 Mart 2017’de, yani referandumdan 16 gün önce yazdığım ”HIRSIZLIK DEMOKRASİSİ VE REFERANDUM” adlı makalemde ”evet” oylarının açıkara önde olmasına karşı, oyların çalınarak ”hayır”ın zaferiyle biteceğini ve bunun nedenini çok açık olarak yazmıştım.Lütfen bu yazımın linkini tıklayıp okursanız her şey çok açık olarak belirtilmektedir.

Bu makaleyi esas yazmamın nedeni, bazı köşe yazarlarının, bu seçimde muhalefet dinamiğinin çok güçlü olduğundan bahisle seçimin alınabileceğine dair ümit sunmasıdır.

Esasen bu ifade gerçekten çok doğru ve ben de yakından takip ettiğim gibi muhalefetin seçimleri almaya birkaç adım daha yakın Olduğu yönündedir.

Öncelikle bir hususu çok açık olarak yazalım ki, 2019 seçimleri hem Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sonsuza kadar yaşaması için çok önemli, hem de RTE ve etbaı(bağlıları, hortumcu partilileri, çevresi, ailesi) için eskilerin deyimiyle ”hayat-memat’‘ meselesidir.

Zira, RTE iktidar süresi olan 16 yıl içinde tüm yasaları/anayasayı fütursuzca çiğnemiş, Atatürk ilke ve inkilaplarını çöp sepetine atarak devletin tüm kurumlarını bozmuş, askeri dengeleri bozmuş, milli eğitimi Arap zihniyetine göre oluşturarak ülkeyi çağın çok gerilerine atmıştır.Daha önce bunları detaylıca yazdım, bu nedenle yinelemeye gerek görmüyorum.Ancak bu süre içinde meydana gelen büyük yolsuzlukları da anımsatmakta gerekiyor.18 adamızın Yunanistan’a işgal ettirilişi ile 5 milyon Suriyeli Arap’a topraklarımızın savaşsız olarak işgal ettirilişi vatana ihanet nedenleridir.

Tüm bunları ve burada yazma olanağı bulamadığım bir yığın cürüm ve ihanetin altından ne zor kalkınabileceğini öngörmek zor olmasa gerek.

İşte RTE 2019 Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybettiği zaman, gelen yeni iktidar hiç kuşkunuz olmasın ki, ‘’Yüce Divan’’ ve ‘’mahkemeler’’ yolunu hızla açacaktır.RTE ile etbaı milyonlarca sayfa cürmün hesaplarından sorgulanarak, belki yıllarca sürecek çok ağır yargılamalardan geçecektir.Hiçbir iktidar veya yerine gelecek bir cumhurbaşkanı bundan zerre kadar imtina(kaçınmak) etmeyecektir.

Şunu unutmayalım ki, haksızlığa ve adaletsizliğe uğrayan siyasetçiler ve zulme uğrayan kitleler kin ve intikamla beslenmişlerdir; zamanı gelince en acı şekilde zalimlerden öçlerini alırlar.

Tüm bunların olabileceğini kestiren RTE, deneyimlerine dayanarak bir şeyi daha çok iyi bilmektedir ki, o da Türk toplumunun ve yüksek sivil ve askeri bürokrasisinin en alt düzeydeki duyarsızlığını.

İşte bu nedenle RTE için seçim kazanmak çocuk oyuncağı gibi basit bir olaydır.

Şimdi gelin bir anımsatma yapalım:16 Nisan referandumunda milyonlarca mührü olmayan pusulasız oy sandıklara ‘’evet’’ oyu olarak atılarak hile ve desise ile referandumu kazanmışlardır.

Peki, bu hile ve desiseyi nasıl yapmışlardır, yasaların açık hükümlerine rağmen?

Tamamen korku ve tehdit psikolojisini kullanarak yapmışlardır; bir de yüklü miktarda verdikleri ödül.-siz anlayın-

Yasaların açık hükmü ile önceki seçimlerde geçersiz sayılan mühürsüz oy pusulaları, referandumda nasıl geçerli sayılıyor?

Yoksa Tanrı’dan vahiy mi geldi!

Tüm bu iddialar karşısında başta siyasetçilerin, aydınların, kültürinsanlarının, yazar-çizerlerin ve halkın söylemsel itirazlarına karşı RTE ‘’Atı alan Üsküdar’ı geçti!’’ diyerek bilinçdışında sakladığı işi oldubittiye getirdiği ve allemkullem(dalavere) yaptığı gerçeğini dışarı vurmuştur.

İşte, aynen bunun gibi 2019 seçimlerini de, alacağı daha köklü ek dalavere önlemleri ile ‘’Atı alan Üsküdar’ı geçti!’’ yöntemi ile kazanacaktır ve bundan zerre kadar kuşku duymuyorum.

Bir de bir anekdot anlatmak istiyorum:16 nisan referandumu için oy kullanmaya gittiğim okulda AKP’nin okul dışı ve içinde ekipler halinde gezen militan ekipleri vardı; gelen seçmeni karşılayıp yönlendirerek ve üzerlerinde psikolojik baskı uygulayarak korku salıyorlardı; bu bağlamda beni de dışarıda karşıladıklarında kendilerini sert bir şekilde yanımdan uzaklaştırdım.

Şundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki, bu militanlar/milisler 2019 seçimlerinde daha da yoğunlaştırılacak, seçmen ve diğer seçime katılan partilerin görevlileri üzerinde anarşi estireceklerdir!

RTE seçimi kaybettiğinde biriken tüm pislikler etrafa dağılacaktır.

Bu arada RTE’nin, Anayasamıza aykırı olarak sahte diploma ile cumhurbaşkanlığı yaptığı da baskı altında olan yargı ve üniversiteler de bağımsızlıklarına kavuşacakları için meydana çıkacak ve görev yaptığı süre içinde çıkardığı KHK’lar, imzaladığı yasalar, uluslararası anlaşmalar otomatik olarak hükümsüz olacaktır.

İşte bu ahval ve şerait altında RTE seçimi almak için, aynen referandumda yaptığı gibi ‘’Atı alan Üsküdar’ı geçti!’’ yöntemini aşırı dozlarda kullanarak hedefe varma kararlığındadır.

Bu nedenle muhalefete diyorum ki, elbette gösterdiğiniz adaylardan biri cumhurbaşkanı olacaktır; ama RTE bunu size yedirmemekte usta ve kararlıdır; deneyimi bu hususta çoktur, halkı ve üst bürokrasiyi korkutup, istediği ayarı vermeyi çok iyi biliyor.

Tüm muhalefet ise RTE’nin ‘’Atı alan Üsküdar’ı geçti!’’ atraksiyonları karşısında son derece aciz ve bir şey yapamayacak durumda.

Ya ne yapmalı?

Seçimlere katılan ve katılmayan tüm muhalefet her şeyden önce, seçim sürecinde RTE’nin ‘’Atı alan Üsküdar’ı geçti!’’ atraksiyonlarına karşı çok güçlü ve tüm örgütleriyle ‘’2019 seçimi için demokratik eylem ittifakı’’ oluşturarak asla hiçbir makro çaptaki dalaverelere geçit vermemelidir.Bu ‘’2019 seçimi için demokratik eylem ittifakı’’ seçim sürecinde tek yürek, tek ses birlikte çalışmalıdır.

2019 seçimleri ile ilgili daha detaylı makalemi yaklaşık 9 ay önce, yani 24 Haziran 2017’de yine bu sütunlarda ‘’2019’’ başlığı ile yazmıştım ki, değerli okurlarımdan bu yazımı linkini tıklayarak okumalarını lütfederlerse, ne anlatmak istediğim çok berraklaşacaktır.

Hiçbir zaman unutmayalım ki, ‘’Milletin istiklalini milletin azim ve kararı kurtaracaktır!’’ 22 Haziran 1019’da Büyük Atatürk’ün Amasya Tamimi’ndeki o muhteşem cansimidi, yine tam yüz yıl sonra 2019’da Türk milletinin kurtarıcı cansimidi olacaktır!

Bu defa Türk milleti AKP genel başkanı RTE’ye ‘’Atı aldırıp Üsküdarı, ne pahasına olursa olsun geçirtmeyecektir.’’

‘’2019’’ adlı makalemin linkidir.

Dr. İbrahim ÖZDOĞAN Twitter