12 Eylül öncesi gibi yaralı

12 Eylül öncesi gibi yaralı
21 Aralık 2016 17:30

12 Eylül öncesi yaralıydı.

 

 

 

Safile USUL H&H YORUM
Ülkede toplumsal enerji çok düşüktü.

 
Güven yoktu.

 
Endişe ve yarınsızlık korkusu vardı.

 
Gökyüzü umut değil, bezginlik veriyordu.

 
İyi birşey için plan yapmak mümkün değildi.

 
Bugün de öyle.

 
Tıpkı 12 Eylül öncesinde olduğu gibi, soğuklar da bir başka yakıyor insanı.

 
Ve, sanki Rusya’nın dondurucu soğukları ile Türkiye soğukları kader ortaklığı yapıyor.

 
Terör hangi gün nereden vuracak, bilinmiyor.

 
Tıpkı 12 Eylül öncesinde olduğu gibi.

 
Hangisi kimin terörü, birbirine karışıyor, tıpkı 12 Eylül öncesi gibi.

 
Hava puslu ve havanın pusundan istifade eden hangi alakasız terör eylemi nerden gelebilir, bilinmiyor, tıpkı 12 Eylül öncesi gibi.

 
Siyaseti, devlet düzeni net olmayan ve demokrasinin yaşamadığı ortamlarda fırsattan istifade eden kaç türlü fısratçı ve izi belli olmayan var, görülmüyor, tıpkı 12 Eylül’de olduğu gibi.

 
Bir fark var belki…

 
12 Eylül birkaç sene sonra ortamı normalleştirmeyi kabul etti.

 
Bu sefer o da yok.

 
Normal bir devlet ve normal bir demokrasi düzeni, işlerliğine müsaade etmeye niyetli bir iktidar yok ve bugünkü ufukta görünmüyor.

 
Türkiye yaralı yine.

 
Bu yara tek tek insanların da içine akıyor.

 
Güvenli ve gururlu değiliz.

 
Yabancı basın, “Türk polis Rus Büyükleçi’yi öldürdü” manşetleri ile dolu.

 
Bir Mehmet Ali Ağca sanki yeniden ama bu seferki tam polis teşkilatının içinden vurdu memleketimizin ismini.

 
Yaralı her taraf, yara var.

 
İnsanın gücünü alıyor.

 
Beden zayıf, hareketleri vurgun yemiş gibi.

 
DEMİR GİBİ CÜMLE

 
Dün Moskova’da Rusya, Türkiye, İran ile gerçekleşen üçlü Suriye zirvesi esnasında Lavrov’un basına söylediği bir cümle demir gibiydi.

 
Şöyle…

 
“Varılan mutabakat Suriye’de rejim değişikliği ile ilgili değil, Suriye’de terörle mücadele hususundadır. “

 
Lavrov’un bu cümlesinde zirve esnasında belli etmemeye çalıştığı sinirli bir katilik ve, “Bundan sonra Esad konusu Türkiye ile aramızda bir konu bile değildir, tartışmayız” mesajı vardı.

 
Elbette ki, mevcut hükümetin Türkiye’yi mahvedici hataları bir yana, bugün artık Suriye’de devlet egemenliğinin sağlanması yönünde gidilmesi ve kimsenin Suriye’deki rejimi yıkmak için aktif olmaması Türkiye açısından da büyük önemde.

 
Suriye’nin içi ne kadar karışık olursa, ne kadar az devlet egemenliği olursa bizim de başımız bundan dolayı o oranda belaya girer.
Ordaki terör örgütleri bizim sınırlarımızı ve içimizi delmeye devam eder.

 

 

Safile USUL Twitter

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
İstanbul’a alındı gözüyle bakabiliriz
Gökhan Zan ve ses kaydı
Didik didik bir şey aramışlar